Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2161 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 1358 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDAVA TÜRÜ : Muhdesatın Tespiti Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.K A R A R Davacı vekili, ortaklığın giderilmesi davasına konu 3127 parsel üzerindeki ardiye binasının, taşınmazın etrafındaki beton avlunun ve taşınmaz üzerindeki babadan kalma evin plastik doğramalarının vekil edeni tarafından yapıldığını açıklayarak, ardiye binasının, beton avlu ve evin plastik doğramalarının vekil edeni tarafından yaptırıldığının tespitine karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, dava konusu edilen binaları, tarafların muris.....'ın yaptığını belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir. Dava, muhdesatın tespiti isteğine ilişkindir. Somut olayda, her ne kadar mahkemece; dinlenen tanık anlatımları ve tapu kayıtlarına göre, davacı ile murisin çalışma ve kazançlarının beraber olduğu, davacının babasından bağımsız tarlası ve geliri olmadığı, gelirlerin ortak paylaşıldığı, bu nedenle dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan eklentilerin davacı tarafından müstakilen yapıldığının kesin delillerle ispatlanamadığı gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiş ise de mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır.Şöyle ki; dava 6100 sayılı HMK'nun yürürlükte bulunduğu 11.06.2013 tarihinde açılmış olup söz konusu yasanın 137. maddesinde; Dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra ön inceleme yapılır. Mahkeme ön incelemede; dava şartlarını ve ilk itirazları inceler, uyuşmazlık konularını tam olarak belirler, hazırlık işlemleri ile tarafların delillerini sunmaları ve delillerin toplanması için gereken işlemleri yapar, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebileceği davalarda onları sulhe veya arabuluculuğa teşvik eder ve bu hususları tutanağa geçirir hükmü mevcut olup, 140/5 maddesinde ise; Ön inceleme duruşmasında, taraflara dilekçelerinde gösterdikleri, ancak henüz sunmadıkları belgeleri mahkemeye sunmaları veya başka yerden getirtilecek belgelerin getirtilebilmesi amacıyla gereken açıklamayı yapmaları için iki haftalık kesin süre verilir. Bu hususların verilen kesin süre içinde tam olarak yerine getirilmemesi halinde, o delile dayanmaktan vazgeçilmiş sayılmasına karar verilir hükmüne yer verilmiştir. Davacı vekili dava dilekçesinde ve yine dava dilekçesi ile aynı gün sunduğu delil dilekçesinde, delil olarak, bina/imalatların vekil edeni tarafından yapıldığına dair resmi belgelere, makbuzlara, faturalara ve belgelere dayanmış olup, mahkemece 07.11.2013 tarihinde yapılan ön inceleme duruşmasında, davacıya, dava dilekçesinde dayanmış olduğu delillerin ibrazı ya da başka yerden getirtilecek delillerin getirtilebilmesi amacıyla gerekli açıklamayı yapması için süre ve imkan verilmemiştir. Davacı vekili, dilekçesinde dayanmış olduğu delillerin bir kısmını temyiz dilekçesi ekinde sunmuştur. Mahkemece, aksine tanık beyanı bulunmasına rağmen, kararda gerekçe olarak davacının babasından bağımsız tarlası ve geliri olmadığı belirtilmiş ancak bu hususta da bir araştırma yapılmamıştır. Hal böyle olunca, Mahkemece yapılması gereken iş, davacıya dava ve ekli delil dilekçesinde dayanmış olduğu delilleri ibraz etmesi ya da başka yerden getirtilecek belgelerin getirtilebilmesi amacıyla gereken açıklamayı yapması için iki haftalık kesin süre ve imkan verildikten sonra, toplanmış ve toplanacak delillere göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma ile hüküm verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazları yukarıda açıklanan nedenle yerinde olduğundan kabulüyle, usul ve yasaya uygun bulunmayan hükmün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın temyiz edene iadesine, 20.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.