Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 21567 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 23558 - Esas Yıl 2013
MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 10. Sulh Hukuk MahkemesiTARİHİ : 25/03/2011NUMARASI : 2009/751-2011/219S.. G.. ile Hazine, İstanbul Defterdarı (kayyum sıfatıyla), Vakıflar Bölge Müdürlüğü aralarındaki mirasçılık belgesi istemi (tavzih yoluyla düzeltilmesi) davasının tahvzih tabelinin kabulüne dair İstanbul 10. Sulh Hukuk Mahkemesi'nden verilen 25.03.2013 gün ve 751/219 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı Vakıflar Bölge Müdürlüğü vekili ile davalı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:KARARDavacı vekili tavzih talep dilekçesinde; mirasçılık belgesi istemi davasında muris P.. S...'nun ... ada 29 parsel sayılı taşınmazdaki hissesi sebep gösterilerek hasımlı mirasçılık belgesi istendiğini, mahkemece talep doğrultusunda muris Pandeli Shoro'nun mirasçılarını gösterir mirasçılık belgesi verildiğini, ... ada 29 parsel sayılı taşınmazda muris P.. S..'nun ismi eski malik olarak Dimitri oğlu Pandeli olarak belirtildiğini, bu mirasçılık belgesine dayalı olarak açılan Üsküdar 3.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2009/204 esas sayılı dosyasında görülen tapu iptali ve tescil davasında karar aşamasına gelindiğini açıklayarak mirasçılık belgesi istemine ilişkin kararın hüküm fıkrasında P.. S. isminin Dimiter oğlu Pandeli olduğunun ve Shoro isminin soyisim olduğunun HMK'nun 305.maddesi gereğince tavzih yoluyla belirtilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; davacının talebinin HMK'nun 305.maddesi gereğince tavzihle halledilebilecek bir husus olmayıp doğrudan tapuda isim tashihi davasının konusunu oluşturduğunu açıklayarak tavzih isteminin reddine karar verilmesini savunmuştur.Davalı Vakıflar Genel Müdürlüğü'ne izafeten İstanbul Bölge Müdürlüğü vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafın tavzih talebini kabul etmenin mümkün olmadığını, zira bu düzeltmenin "tapu maliki ile davacının murisinin aynı kişi olduğunun" kabulü anlamına geleceğini, bunun mümkün olmadığını, bunun araştırılması gereken bir olgu olduğunu ve bu hususta Asliye Hukuk Mahkemesi'nin yetkili olduğunu açıklayarak tavzih talebinin reddine karar verilmesini savunmuştur.Mahkemece; "... 2009/751 esas 2011/219 karar sayılı ve 15.03.2011 tarihli kararında muris olarak belirtilen P.. S..'nun baba adının Dhimiter (Dimiter) ve adının Pandeli soyadını ise Shoro olduğu anlaşıldığından murisin baba adı, adı ve soyadının Dhimiter (Dimiter) oğlu P.. S.. olarak tavzihen düzeltilmesine..." karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı Hazine vekili ile davalı Vakıflar Genel Müdürlüğüne izafeten İstanbul Bölge Müdürlüğü vekili tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir. Dava, mirasçılık belgesinin tavzih yoluyla düzeltilmesi istemine ilişkindir.Her ne kadar Mahkemece mirasçılık belgesinin tavzih yoluyla düzeltilmesine karar verilmiş ise de; bu karara katılma olanağı bulunmamaktadır. Şöyle ki; miras bırakan P.. S..'nun babasının Dhimiter olup olmadığı hususu tavzih usulü içinde çözümlenecek bir husus değildir. Bu hususta davacıya HMK'nun 165/2.maddesi uyarınca miras bırakan P.. S..'nun babasının Dhimiter olup olmadığı konusunda miras bırakan P.. S..'nun diğer mirasçılarını hasım göstermek suretiyle tespit davası açmak üzere süre verilmesi, dava açıldığı takdirde sonucunun beklenmesi ve gerçekleşecek sonuca göre karar verilmesi gerekirken yabancı mahkemeden alınmış yabancı mirasçılık belgesinin tanınmadan kesin delil olarak kabul edilemeyeceği gözetilmeden buradaki bilgilere dayanarak tavzih yapılmış olması doğru olmamıştır. Davalı Hazine vekili ile davalı Vakıflar Genel Müdürlüğü'ne izafeten İstanbul Bölge Müdürlüğü vekilinin temyiz itirazları yukarıda açıklanan nedenlerle yerinde olduğundan ayrı ayrı kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK'nun 440/III-2. bendi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 11,30 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalı Vakıflar Bölge Müdürlüğü'ne iadesine 24.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.