Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 21540 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 1039 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Emirdağ Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 06/06/2013NUMARASI : 2011/537-2013/305S.. Ş..'e vesayeten A.. Ş.. ile ... Sigorta A.Ş. aralarındaki mirasın hükmen reddi davasının reddine dair Emirdağ Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 06.06.2013 gün ve 537/305 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı vekili, davacının miras bırakanı H.. Ş..'in trafik kazası neticesinde 01.06.2006 tarihinde vefat ettiğini, miras bırakanın kusurundan doğan alacak nedeniyle mirasçısı davacı aleyhine icra takibine başlandığını, murisin terekesinin borca batık olduğunu ileri sürerek mirasın hükmen reddine karar verilmesini istemiştir.Davalı vekili, davanın süresi içerisinde açılmadığını, rücuen tazminat davası yargılaması sırasında davacının mirası reddettiğine ilişkin beyanın bulunmadığını, miras bırakanın borca batık olduğunun açıkça görülür durumda olmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.Mahkemece, davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, terekenin borca batıklığı nedenine dayanan mirasın hükmen reddi istemine ilişkindir (TMK.md.605/2). Miras bırakan H.. Ş.., kendisinin de ölüm??ne neden olan trafik kazasında kusurlu bulunmuş, davalı sigorta şirketinin kazada ölen diğer şahısların uğradığı zararlarının tazmini nedeniyle rücuen tazminat istemine dayalı olarak açtığı davada mirasçılar aleyhine tazminata hükmedilmiştir. Miras bırakanın ölümü ile, külli halefiyet ilkesi gereğince (TMK md. 599) tereke bütün aktif ve pasifi ile mirasçılara geçer. Miras bırakanın kusurlu eyleminden doğan tazminat sorumluluğuna ilişkin borçlar da terekenin pasifi içerisinde olup, terekeye dahildir. Toplanan delilerden, terekenin ölüm tarihi itibariyle pasifinin aktifinden fazla olduğu, bu sebeple borca batık olduğu anlaşılmakta olup, bu durum Mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.Davacı vekilinin temyiz itirazları açıklanan bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile Yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK'nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 24,30 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 21.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.