Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 21535 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 3605 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Kayseri 2. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 21/11/2013NUMARASI : 2012/322-2013/333M.. G.. ve müşterekleri ile M.. B.. aralarındaki mirasın hükmen reddi davasının kabulüne dair Kayseri 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 21.11.2013 gün ve 322/333 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı M.. B.. (Hazine) vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı vekili, davacıların mirasbırakanı S.. G..'ın 08.05.2003 tarihinde vefat ettiğini, ölmeden önce İ.. T.. Özel Eğitim Hizmetleri Ticaret ve Sanayi Limited Şirketi'nin ortağı ve sorumlu Müdürü olduğunu, Mersin Vergi Dairesi Müdürlüğü'ne 70.000 TL vergi aslı borcu bulunduğunu, murisin terekesinin borca batık olduğunu ileri sürerek mirasın hükmen reddine karar verilmesini istemiştir.Davalı vekili, davanın süresi içerisinde açılmadığını, davacıların murisinin İ... T. Eğitim Hizmetleri Ticaret ve Sanayi Ltd. Şti'nin yöneticisi olup vergi borcu nedeniyle sorumluluğu bulunduğunu açıklayarak davanın reddini savunmuştur. Mahkemece davanın kabulüne, S.. G..'ın terekesinin borca batık olduğunun tespiti ile R.. G.., M.. G.., E.. G.., M.. G.., M.. Ö.. (Gaygış) tarafından hükmen reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, süresi içerisinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, mirasın hükmen reddi isteğine ilişkindir.Ölüm tarihinde mirasbırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise miras reddedilmiş sayılır (TMK. m. 605/2). Borcun, mirasbırakanın şahsi vergi borcu değil, ortağı ve temsilcisi olduğu limited şirketin vergi borcu olduğu anlaşılmaktadır. 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkındaki Kanun'un 22.07.1998 tarihli 4369 sayılı Yasayla değişik 35. maddesi hükmüne göre; limited şirket ortakları, şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olurlar ve bu Kanun gereğince takibe tabi tutulurlar. Aynı Kanuna 25.05.1995 tarihli 4108 sayılı Kanunla ilave edilen Mükerrer 35. madde hükmüne göre de; tüzel kişilerin mal varlığından tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacakları, kanuni temsilcilerin şahsi mal varlıklarından bu Kanun hükümlerine göre tahsil edilir. Şu halde açıklanan yasal hükümler gereğince, mirasbırakanın; “ortağı” ve “temsilcisi” olduğu limited şirketin, şirketin malvarlığından tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan vergi borcundan, şirket ortağı olarak “koyduğu sermaye hissesi oranında” doğrudan doğruya; “temsilcisi” olarak da şahsi sorumluğu söz konusudur. Mirasbırakanın yasal mirasçısı olan davacılar hakkında, amme alacaklısı tarafından henüz takibe geçilmemiş olması, yasal mirasçıların borç tehdidi altında olmadıkları anlamına gelmez. Öyleyse, bu işten anlayan bilirkişi veya bilirkişiler eliyle; mirasbırakanın, “ortağı” ve “yasal temsilcisi” olduğu limited şirketin defter, kayıt ve belgeleri üzerinde inceleme yaptırılarak şirketin aktif ve pasifinin saptanması ve mirasbırakanın şirketin kamu borcundan dolayı sermaye hissesi oranında şahsen sorumlu olacağı miktarın bu suretle belirlenmesi; amme alacağının şirketin malvarlığından tamamen tahsili mümkün ise; bu halde davacıların borca batıklığın tespiti istemekte hukuki yararlarının bulunmayacağı gözetilerek isteğin reddedilmesi; değil ise, mirasbırakanın ölüm tarihi itibarıyla tespit edilen terekesi aktifinin, borcu karşılamaya yeterli olmaması halinde isteğin kabulüne karar verilmesi gerekirken, bu yönler araştırılmadan eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru olmamıştır.Davalı vekilinin temyiz itirazları açıklanan bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile Yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK'nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 21.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.