Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 21449 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 19352 - Esas Yıl 2013
MAHKEMESİ : İstanbul 5. Aile MahkemesiTARİHİ : 02/04/2013NUMARASI : 2004/989-2013/201E.. G.. ile R.. G.. aralarındaki katılma alacağı davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair İstanbul 5. Aile Hukuk Mahkemesi'nden verilen 02.04.2013 gün ve 989/201 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili ile davalı vekili taraflarından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A RDavacı vekili, 14.02.2000 tarihinde evlenip 09.03.2004 tarihinde yabancı mahkeme kararı ile boşanan tarafların evlilik birliği içinde yatırım amacıyla nişantaşında 3 adet daire satın aldıklarını açıklayarak 01.01.2002 tarihinden sonra edinilen .. ada 13-14-15 parsel sayılı meskenler üzerindeki katılma alacağının hesaplanarak davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, 02.01.2013 havale tarihli dilekçesiyle isteğini 105.000 TL olarak ıslah etmiştir.Davalı vekili, yabancı mahkemede görülen boşanma davasında tarafların 18.000 Euro'nun ödenmesi ve davacının bu para dışında herhangi bir istekte bulunmaması hususunda anlaştıklarını, taraflar arasında fiili ayrılığın 2002 yılında başlamışken taşınmazların 2004 yılı Ocak ayında fiili ayrılık içinde alındığını bildirmiş ve davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.Mahkemece, taşınmazların edinildiği tarih itibariyle kişisel mal olduğu ancak gayrimenkul satış sözleşmesinin düzenlendiği tarihte ödenen 2.000 TL edinilmiş mal olduğundan bilirkişi raporunda belirtilen 1.787,70 TL katılma alacağının karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş, hükmün kabule ilişkin bölümü davalı vekili ve redde ilişkin bölümü davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar 14.02.2000 tarihinde evlenmişler, 31.07.2003 tarihinde yabancı mahkemede açılan ve Şişli 1. İcra Mahkemesi'nin 27.12.2014 tarih ve 2004/459-1410 Esas, Karar sayısı ile tanınmasına karar verilen yabancı mahkemenin boşanma isteğinin kabulüne ilişkin kararının 09.03.2004 tarihinde kesinleşmesi ile boşanmışlardır. Eşler arasındaki mal rejimi TMK'nun 225/son maddesi gereğince boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermiştir. Bu durum karşısında eşler başka bir mal rejimini seçtiklerini ileri sürmediklerinden evlilik tarihinden 4721 sayılı yasanın yürürülüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar TKM'nin 170. maddesi gereğince mal ayrılığı ve bu tarihten boşanmanın gerçekleştiği tarihe kadar 4722 sayılı Kanun'un 10. maddesi gereğince, TMK'nun 202. maddesine göre edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir. Dava dilekçesinin içeriği ve taşınmazların edinme tarihine göre istek 07.01.2003 tarihli düzenleme şeklindeki satış vaadi sözleşmesiyle davalı adına tescil edilen 958 ada 54 parsel 13,14,15 numaralı bağımsız bölümler üzerindeki katılma alacağına ilişkindir. Katılma alacağı istekli davalarda, eklenecek değerlerden (TMK.m.229) ve denkleştirmeden (TMK.m.230) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere edinilmiş malın (TMK.m.219) toplam değerinden mala ilişkin borçlar çıkarıldıktan sonra kalan artık değerin (TMK.m.231) yarısı üzerinden (TMK.m.236/1) tarafların kazanılmış hakları da dikkate alınarak katılma alacağının hesaplanması gereklidir.Dava konusu taşınmazlar taraflar arasındaki fiili ayrılık döneminde 05.01.2004 tarihinde davalı adına tescil edilmişse de, (toplanan delillerden taşınmazın 05.01.2004 tarihinde davalı adına tescil edildiği saptanmıştır). Taraflar arasındaki mal rejimi yukarıda açıklandığı üzere boşanma davasının açıldığı 31.07.2003 tarihinde sona ermiş olup, dava konusu taşınmazlara ilişkin düzenleme şeklindeki satış vaadi sözleşmesine göre bedel 07.01.2003 tarihinde ödenmekle taşınmazların mal rejiminin devamı sırasında edinildiğinin kabulü gereklidir. Bu halde, TMK'nun 6. maddesi uyarınca kişisel mal iddiası davalı tarafından ispat edilmediğinden aynı Yasa'nın 219. maddesi gereğince edinilmiş mal olarak kabulü gereken taşınmazlar boşanma dava tarihinde davalı adına kayıtlı olduğundan karar tarihine en yakın tarihteki değerinin yarısına TMK'nun 236. maddesi gereğince katılma alacağı olarak karar vermek gerekli ise de, davacı vekili ıslah dilekçesiyle talebini taşınmazların elden çıkarıldığı 2004 yılı değeri ile sınırlandırdığından HMK'nun 26. maddesindeki talebe bağlılık kuralı gereğince elden çıkarma tarihindeki toplam değerin yarısına katılma alacağı olarak karar vermek gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir. Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin usul ve yasaya uygun olamayan temyiz itirazının reddine ve davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile yerel mahkeme hükmünün, 6100 sayılı HMK'nun geçici 3.maddesi yollamasıyla HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK.nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 24,30 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalıya ayrı ayrı iadesine, 20.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.