MAHKEMESİ : Adana 7. Aile MahkemesiTARİHİ : 04/04/2013NUMARASI : 2012/717-2013/363B.. K.. ile H.. C.. aralarındaki mal rejiminden kaynaklanan alacak davasının kısmen kabulüne kısmen reddine dair Adana 7. Aile Hukuk Mahkemesi'nden verilen 04.04.2014 gün ve 717/363 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A RDavacı Bilge vekili dava dilekçesinde tarafların 25.05.2007 tarihinde evlendiklerini, Adana 1. Aile Mahkemesi'nin 2011/916 Esas nolu dava dosyası ile boşandıklarını, davacı Bilge'nin evlenmeden önce C... da çalıştığının bugüne kadar çalışmasını kesintisiz sürdürdüğünü, evlilik birliği süresi içerisinde 2010 yılının Ocak ayında ... ada, ..parselde bulunan 10 nolu bağımsız bölümü satın aldıklarını, bu ev alınırken vekil edenininin evlenmeden önce biriktirdiği hesabında bulunan 13.000 TL ile kendisine ait altın ve bileziklerinde bozdurmak suretiyle 10.000 TL altın parası olmak üzere 23.000 TL ile eve katkıda bulunduğunu, pazarlık sonucu evin 69.000 TL'ya alındığını, 17.000 TL'sinin peşin ödendiğini, 52.0000 TL'nin ise bankadan çekilen kredi ile karşılandığını vekil edenine ait paradan 6.000 TL'sinin evin tadilat ve tamirine harcandığını, açıklayarak her türlü fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak koşuluyla taşınmazın keşfen belirlenecek değer gözetilerek katkı ve değer artış payı alacağının hesaplanmasıyla, bunların hüküm altına alınmasına karar verilmesini istemiş 18.10.2012 tarihli yargılama oturumunda ise, davacı vekili katkı ve katılma alacağının hesaplanarak bu konuda karar verilmesi isteğinde bulunmuştur. Davalı Hakan 07.06.2012 tarihli cevap dilekçesinde evin 69.000 TL satın alındığını, 50.000 TL kredi çektiğini geri kalan kısmının ise babası tarafından verilen yardım ve kendi birikimi ile karşılandığını, belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece; “... davanın kısmen kabul ve kısmen reddiyle 8.930,84 TL değer artış payı alacağının davalıdan alınıp daavacıya ödenmesine fazlaya ilişkin ve diğer taleplerin reddine...” karar verilmesi üzerine hüküm davacı vekili tarafından ½ katılma alacağı bakımından temyiz edilmiştir. Dava edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde edinilen maldan kaynaklanan değer artış payı alacağı ile katılma alacağı isteğine ilişkindir (TMK. m. 202, 219 222, 230, 231, 232, 235 ve 236). Taraflar 25.05.2007 tarihinde evlenmiş 17.08.2011 tarihinde açılan boşanma davasının kabulle sonuçlanması ve 03.05.2012 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Eşler arasında TMK'nun 202 ve davanın maddeleri ile 4722 sayılı TMK'nun 10. maddesi gereğince başka bir mal rejimini de seçtiklerini ileri sürmediklerinden evlilik tarihinden boşanma davasının açıldığı 17.08.2011 tarihine kadar edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir. Taraflar arasında mal rejmii TMK'nun 225/2 fıkrası uyarınca boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermiştir. Davacı dava dilekçesinde 18.01.2010 tarihinde edinilen taşınmaza 10.000 TL tutarında ziynet eşyasını satarak elde ettiği para ile evlilik öncesi 13.000 TL olmak üzere toplam 23.000 TL katkıda bulunduğunu, bildirmiş altın ve evlilik öncesi paradan kaynaklanan değer artış payı alacağı isteğinde bulunmuştur. Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden evlilik öncesi 13.000 TL ile yapılan katkının kanıtlanamadığı ancak ziynet eşyasından gelen para ile yapılan katkı nedeniyle hesaplanan değer artış payı yani 8.930,84 TL'nin davacı vekili tarafından temyiz konusu yapılmadığı ve bu yönde davalının herhangi bir temyizinin olmadığı belirlenmiştir.Davacı vekili sadece ½ katılma alacağı yönünden hükmü temyiz ettiği anlaşılmaktadır. Taşınmaz 18.01.2010 tarihinde 17.000 TL peşin ve 52.000 TL bankadan çekilen kredi olmak üzere toplam 69.000 TL'ye satın alındığına, kredi borcunun ana parası ve faizi ile toplamı 84.830,56 TL olduğu dosya kapsamından anlaşıldığına göre taşınmazın TMK'nun 219. maddesi gereğince edinilmiş mal olduğunun kabulü gerekir. Çekilen banka kredisi ve faizi ise TMK'nun 230. maddesi gereğince edinilmiş malın borcu sayılmakta olup, boşanma davasının açıldığı ve mal rejiminin sona erdiği 17.08.2010 tarihinden sonraya kalan taksitler ve faizi davalının kişisel malı ile karşılanacağından yapılacak katılma alacağı hesabından edinilmiş malın borcu olarak düşürülmesi gerekmektedir. Banka kredisinin çekildiği ve ilk taksidin ödendiği tarihten boşanma davasının açıldığı 17.08.2011 tarihine kadar ödenen taksit miktarları ve faizinin toplamı ise edinilmiş mal ile ödenmiş olduğundan katılma alacağı hesabında gözönünde bulundurulmalı ve davacının katılma alacağı buna göre hesaplanmalıdır. Dosyadaki bilgilere göre 18/96 taksit kredi borcu mal rejiminin sona erdiği 17.08.2011 tarihinden önce ödendiğinden edinilmiş mal, 78/96 kredi taksidi ise mal rejiminin sona erdiği 17.08.2011 tarihinden sonra davalının kişisel malı ile karşılanacağından kişisel mal olduğunun kabulü ile hesaplamanın bu oranlamalara göre yapılması ve 78/96 kredi taksiti edinilmiş malın borcu olarak artık değerden düşürülmesi düşünülmelidir. Bu tür davalarda, eklenecek değerlerden (TMK. m. 229) ve denkleştirmeden (TMK. m. 230) elde edilen miktarlarda dahil olmak üzere edinilmiş malın (TMK. m. 219) toplam değerinden mala ilişkin borçlar çıkarıldıktan sonra kalan artık değerin (TMK m. 231) yarısı üzerinden (TMK. m. 236/1) tarafların kazanılmış hakları da gözetilerek katılma alacağının hesaplanması ve belirlenmesi gerekir. Bu konuda başka bir uzman bilirkişiden bu konuda rapor alınmalıdır. Artık değer hesaplanırken TMK'nun 231, 232, 235 ve 236/1. fıkra hükümlerinin göz önünde tutulması gerekmektedir. Taşınmaz edinilmiş mal olduğunda edinilmiş mallara ait borçlar düşürüldükten sonra kalan artık değerin yarısı üzerinde davacının hak sahibi olduğu kabul edilmektedir. (TMK.m.236/1) 18.01.2010 tarihinde davacı tarafından bankadan çekiliptaşınmazın alınmasına yaptığı katkı evlilik öncesi edinimden para olduğu kanıtlanamadığından bu paranın da edinilmiş mal olduğunun kabulü gerekir. Tespit edilen değer güncelliğini yitirdiğinden taşınmazın yeniden yapılacak keşifle karar tarihine en yakın tarihteki değerinin belirlenmesi ve katılma alacağının hesaplanmasına bu değerin esas alınması gerekirken eksik inceleme sonucu hüküm kurulmuş bulunması doğru değildir.Davacı vekilinin temyiz itirazlarının yerinde görüldüğünden açıklanan nedenlerle yerel mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK'nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 177,05 peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 14.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.