Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 20745 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 19339 - Esas Yıl 2015





İNCELENEN KARARINMAHKEMESİ : Çarşamba 3. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 24/12/2014NUMARASI : DAVACI : A.. T..DAVALI : M.. Ş..DAVA TÜRÜ : İstihkakYukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki temyiz eden tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: K A R A RDavacı alacaklı vekili, borçlu aleyhine başlatılan takip kesinleştikten sonra borçlu adına kayıtlı olan iş yerinde haciz işlemi yapıldığını, haciz sırasında, istihkak iddiasında bulunulduğunu, borçlu ile istihkak iddiasında bulunan 3.şahıs arasında iş yeri devri yapıldığını, borçluya ait malların çok düşük bedelle 3.şahsa fatura edildiğini, davalı 3.kişi M.. Ş..'ün herhangi bir ticari faaliyetinin olmadığını, haciz sırasında da tüm aramalara rağmen davalının iş yerine mallarını sahiplenmeye gelmediğini, bu durumun bile iş yerinin muvazaalı olarak davalıya devredildiğinin göstergesi olduğunu iddia ederek davanın kabulü ile 3.kişinin istihkak iddiasının reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı, 3.kişi haciz yapılan işyerinin ailesine ait olduğunu beyan etmiştir. Mahkemece, tüm dosya kapsamı ile takip dosyası içeriğine göre borçlunun ödeme güçlüğü içinde bulunduğu, İİK'nun 280/3. maddesine göre, ticari işletmenin ve iş yerindeki mevcut ticari emtianın tamamını veya mühim bir kısmını devir veya satın alan kişinin, borçlunun alacaklılarını zarara sokma amacını bildiğinin kabul olunacağı, davalı 3. kişinin yasal karinenin aksini ispatlar nitelikte belge sunmadığı, borcun doğumundan veya takipten kısa bir süre sonraki veya önceki tarihi taşıyan ve haczedilen malların marka ve özelliklerini içermeyen ve her zaman temini mümkün olan ve haciz tutanağında aşırı düşük bedelli olduğu belirtilen faturaya değer verilemeyeceği, vergi levhasınında tek başına karinenin aksini ispata yeterli olmadığı gerekçesiyle, davanın kabulü ile 3. kişinin istihkak iddiasının reddine karar verilmiş; hüküm, davalı 3. kişi tarafından temyiz edilmiştir.Dava, alacaklı tarafından İİK'nun 99.maddesi uyarınca istihkak iddiasının reddi talebiyle açılmıştır. 1-Davanın açılması harca tabi usuli bir işlemdir. Davanın açılması nedeniyle alınacak yargı harçlarının türü, ödeme yeri, zamanı ve usulü 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 27 ve devamı maddeleri ile bağlı tarifede gösterilmiştir. Harcın eksik yatırılması halinde yapılacak işlemler ve izlenecek yol ile harcın yatırılmaması ve yaptırımı aynı Kanun'un 27. 30. ve 32. maddelerinde belirtilmiştir. -//-İstihkak davaları İİK’nun 97. maddesi gereği genel hükümlere göre görülür ve 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 16. maddesi ile (1) sayılı tarifedeki nispi esas üzerinden harca tabidir. Hal böyle olunca, alacak tutarı ile haczedilen dava konusu mahcuzların değerinden hangisi az ise o değer üzerinden hesaplanacak nispi karar ve ilam harcının 1/4'ü anılan Kanun'un 28. maddesi uyarınca peşin olarak alındıktan sonra ve bu yapılmamışsa 30. maddesi uyarınca noksan tespit edilen değer üzerinden dava harcı tamamlatıldıktan sonra yargılamaya devam olunması gerekirken, yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe sonraki işlemlerin yapılamayacağını öngören aynı Kanun'un 32.maddesine aykırı olarak davaya eksik harçla bakılması doğru değildir.Somut olayda, icra dosyasındaki takip değeri 65.017,23-TL olup, 24.04.2014 tarihli haciz uygulamasında haczedilen mahcuzların değeri ise 87.500,00-TL olarak belirlenmiştir. Mahkemece istihkak davalarında takip konusu alacak tutarı ile haczedilen malın değerinden hangisi daha az ise o değer üzerinden nispi harç alınması gerektiği gözetilerek, takip değeri üzerinden nispi harç alınarak yargılama yapılması gerekirken, 1,00-TL değer üzerinden açılan davada bu miktar üzerinden harç alınarak yargılamaya devam edilmiştir. Yargılama sırasında da takip değeri olan 65.017,23-TL üzerinden alınması gereken nispi harç tamamlatılmadığı gibi verilen kararda da maktu harç alınmakla yetinilmiştir. Bu durumda, Mahkemece, eksik değer üzerinden alınan nispi harç davacıya tamamlattırıldıktan sonra işin esasına girilerek bir karar verilmesi gerekirken, eksik harç tamamlattırılmadan yargılamaya devam edilerek yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan kararın bozulması gerekmiştir.2- Bozma sebep ve şekline göre, davalının temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün İİK'nun 366. ve HUMK'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenle davalının temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, taraflarca İİK'nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 25,20 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 19.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.