MAHKEMESİ : Ankara 4. Aile MahkemesiTARİHİ : 11/09/2013NUMARASI : 2010/538-2013/1136D.. P.. ile Ü.. S.. aralarındaki katkı payı alacağı davasının reddine dair Ankara 4. Aile Mahkemesi'nden verilen 11.09.2013 gün ve 538/1136 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A R Davacı vekili, 1971 yılında evlenen taraflardan vekiledenin ... da işçi olarak çalışmakta iken davalının ev hanımı olduğunu, evlilik birliği kurulurken Hazine arazisi üzerine inşa edilen gecekondunun 1983 yılında davalıya tahsis edildiğini ve imar uygulaması sonucunda .... ada 18 parsel olarak davalı adına tescil edildiğini açıklayarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 45.000 TL nin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.Davalı vekili, davalının evliliğin başından beri tanık ev akrabaların yanında hizmetçilik, temizlik vb. işler yapıp simit ve selpak satarak ailenin geçimini sağladığını, taşınmazın da bu şekilde elde edilen gelir ve davalının ailesinin yardımları ile edinildiğini bildirmiş, davalı Ü.. S.. 'de 16.06.2010 tarihli oturumda '' taşınmaz Hazine üzerine yapılan gecekondu niteliğindedir. Sonradan tapu tahsis belgesi benim adıma düzenlendi. Davacı tapuyu kardeşlerinin üzerine yapıp hibe edecekti onun önüne geçebilmek için tapuyu benim üzerime yaptırdım. Kendisinin bilgisi dahilindedir'' şeklinde beyanda bulunarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.Mahkemece, dava konusu taşınmazın davacının ... da çalışmaya başladığı 1979 yılından önce satın alındığı, taşınmaza ait 1983 yılından önceki bina vergisi ve tahakkuk fişi davalı tarafından 1978 senesinde ödendiği ve davacı taşınmazdaki payını önceden üçüncü kişiye sattığından davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar, 23.01.1971 tarihinde evlenmişler, 16.02.2009 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 04.04.4012 tarihinde kesinleşmesi üzerine boşanmışlardır. Eşler arasında evlenme tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar 743 sayılı TKM’nin 170. maddesi uyarınca mal ayrılığı, eşler başka bir seçimlik mal rejimini seçmediklerinden bu tarihten sonra ise yasal edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir.Dava dilekçesinin kapsamı, davalının savunması ve taşınmazın davalı adına 15.07.1986 tarihinde tahsis edilmiş olmasına göre istek TKM'nin 170. maddesi gereğince taraflar arasında mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu tarihte edinilen taşınmaza yapılan katkıdan kaynaklanan katkı payı alacağı isteğine ilişkidir. Kural olarak, mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde evlilik süresi içerisinde edinilen mala katkıda bulunduğunu iddia eden eşin, edinilen bu mala para veya parayla ölçülebilen maddi katkısının olduğunu kanıtlaması gerekir. Toplanan deliller ve dosya kapsamından, dava konusu taşınmaz Hazine'ye ait ve boş arazi niteliğinde iken evlilik birliği içinde üzerine gecekondu inşa edildiği, 15.07.1986 tarihinde Keçiören Belediye Başkanlığı tarafından davalı adına tapu tahsis belgesi düzenlendiği ve imar uygulaması sonucunda 17.03.2009 tarihinde 90692 ada 4 parselde 230/3134 hisse ile davalı adına tapuya tescil edildiği saptanmıştır. Davalı taşınmazın kendisi tarafından satın alındığını ve bu alımda gerek çalışması gerekse de yakınlarının yardımda bulunduğunu iddia etmiş ise de taşınmazın satın alındığı hususu TMK'nun 6. maddesi uyarınca davalı tarafından ispatlanamamıştır. Davalının Hazine'ye ait gecekondu niteliğindeki taşınmazın 2981 sayılı Yasa'nın 10. maddesine göre davalı adına yapılmış bulunan tahsis sonucunda edinildiği ve 2981 sayılı Yasa'nın 9. maddesi uyarınca 03.11.1986 ile 08.07.1987 tarihleri arasında davalı adına yapılan ödemeler sırasında davacının .... da çalışmakta olduğu dikkate alındığında davacının katkısının bulunduğunun kabulü gerekir. Hal böyle olunca, taşınmazın edinme şekli ve her iki tarafın çalışarak gelir elde etmiş olması karşısında bu tür davalarda uygulama imkanı bulunan hakkaniyet ve fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesi gereğince, 6098 sayılı TBK'nun 50 ve 51 (818 sayılı BK'nun 42 ve 43.) maddeleri dikkate alınarak hak ve adalet duygusunun tatmininin sağlanması bakımından takdir edilecek bir miktara katkı payı alacağı olarak karar vermek gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir. Davacı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerindedir. Kabulü ile, hükmün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK'nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 24,30 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 13.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.