Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 20581 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 1430 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ : Bursa 6. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 08/10/2013NUMARASI : 2013/336-2013/709Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davalı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: K A RA R Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de ;Alacaklı tarafından başlatılan ilamlı takipte, borçlu, haline münasip evinin haczedildiğini ileri sürerek, haczin kaldırılmasını talep etmiş, Mahkemece, haczedilmezlik şikayetinin kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmiş, hükmün alacaklı vekilince temyiz edilmiştir.İİK’nun 82/12. maddesi gereğince, borçlunun "haline münasip" evi haczedilemez. Bir meskenin borçlunun haline uygun olup olmadığı adı geçenin haciz anındaki sosyal durumuna ve borçlu ile ailesinin ihtiyaçlarına göre belirlenir. Buradaki “aile” terimi borçlu ile birlikte aynı çatı altında yaşayan, bakmakla yükümlü olduğu kişileri kapsar. İcra Mahkemesi'nce, borçlunun sözü edilenlerle birlikte barınması için zorunlu olan haline münasip meskeni temin etmesi için gerekli bedel bilirkişilere tespit ettirildikten sonra, haczedilen yerin kıymeti bundan fazla ise satılmasına karar verilmeli ve satış bedelinden yukarıda nitelikleri belirlenen mesken için gerekli olan miktar borçluya bırakılmalı, kalanı alacaklıya ödenmelidir.Bu kıstasları aşan nitelik ve evsaftaki yerlerle, makul ölçüleri geçen oda ve salonu kapsayan, ve ikamet için zorunlu öğeleri içeren bir meskenin dışındaki yerler, maddede öngörülen amaca aykırıdır.Somut olayda, meskeniyet iddiası nedeniyle haczedilmezlik şikayetinde bulunulan yere ilişkin olarak alınan ve karara mesnet teşkil eden bilirkişi raporunda; mahcuz değeri 70.000 TL olarak belirlendikten sonra, davacının haline münasip ev değeri tespit edilmeden, bu evin borçlunun haline münasip olduğu bildirilmiştir.Bu durumda, Mahkemece yapılacak iş, öncelikle borçlu ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin nüfus kayıtları getirtildikten sonra, zabıta araştırması yaptırılarak, bu kişilerin borçlu ile birlikte yaşayıp yaşamadıkları, sosyal ve ekonomik durumları tespit edilerek, bilirkişilerden ek rapor alınıp, borçlunun bulunduğu yerden başka yerlerde ve daha mütevazi koşullara sahip haline uygun evi alabileceği değer belirlenmelidir. Açıklanan nedenlerle eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporu esas alınarak hüküm kurulması isabetsizdir.SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine 10.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.