Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 20561 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 3971 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Sorgun 2. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 12/09/2013NUMARASI : 2011/341-2013/326Ş.. P.. ile kayyım Hazine ve A.. İ.. P.. aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair Sorgun 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 12.05.2013 gün ve 341/326 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı kayyım Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A R Dava, TMK’nun 713/2. fıkrasında yazılı üç hukuki sebepten biri olan "...maliki tapu kütüğünden anlaşılamayan..." hukuki sebebine dayalı olarak ve tapu kütüğünün bu nedenle hukuki değerini yitirdiği gerekçesiyle açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır.Mahkemece, kazanma koşullarının davacı yararına oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, davada taraf teşkilinin sağlanmadığı belirlenmiştir. Davacı vekili, 12.09.2013 tarihli duruşmadaki beyanında, tapu malikinin tapu kütüğünden anlaşılamayan kişi olduğunu açıklamış ise öncesi .. nolu parsel olan ıfrazla 3368 ve 3369 sayılı parsellere ayrılan ve kabulüne karar verilen 3369 parsel nolu taşınmaz ve kadastro ile oluştuğu 289 nolu parselin tapu maliki ölü A.. İ.. P.. olmayıp, mirasçılarıdır. Bu nedenle “Ölü A.. İ.. P..'nın” mirasçılarını gösterir mirasçılık belgesinin alınması için davacı tarafa süre ve imkan tanınması, belirlenecek mirasçılara davanın yöneltilmesi, yöntemine uygun bir biçimde davada taraf teşkilinin sağlanması zorunludur. TMK'nun 713/2. fıkrasında yukarıda yazılı hukuki sebeplere dayalı olarak açılan davalar kamu düzeni ağırlıklı davalar olup, kendiliğinden araştırma ve inceleme kuralına tabidirler. Bu bakımdan kayıt malikine kayyım atanmak sureti ile davanın yürütülmesi Yargıtay ve Dairemizin yerleşmiş uygulamalarına aykırıdır. Kaldı ki, kayıt maliki dosya arasında bulunan kadastro tutanağı ile 289 nolu parselin tapu kaydına ve ifrazen oluşan parsellerin tapu kayıtlarına göre ölü A.. İ.. P.. olmayıp onun mirasçılarıdır. Açıklanan nedenlerle davanın ölü A.. İ.. P.. mirasçılarına yöneltilerek açılması ve bu çerçevede taraf teşkilinin sağlanması zorunluluğu vardır. Mahkemece verilen kayyım kararının kayıt malikleri olan mirasçılar ile bir ilgisi bulunmamaktadır. Az önce de açıklandığı üzere esasen bu tür davaların kayyım aracılığı ile yürütülmesi olanaklı değildir. Tapu iptali ve tescil davalarında kural olarak, dava kayıt malikine, kayıt maliki ölmüş ise, belirlenecek mirasçılarına yöneltilerek açılır. (HGK. 17.02.2010 tarih ve 2010/8-58 Esas 2010/78 Karar, HGK. 12.02.2012 tarih ve 2011/8-763 Esas 2012/85 Karar) Mahkemece, kayıt malikinin sağ olup olmadığı, ölmüş ise mirasçılarının bulunup bulunmadığı konularında araştırma ve inceleme yapılmadan kayyım tayin edilmek suretiyle davanın yürütülmesine çalışılmıştır. TMK’nun 713/2. fıkrasında yer alan, birbirinden bağımsız üç ayrı hukuki sebeplerden birine dayanılarak açılan davalar nitelikleri gereği özel nitelikli davalar olup, kayıt malikine kayyım tayin edilmek sureti ile davanın yürütülmesi olanağı bulunmamaktadır. Daire ve Yargıtay uygulaması da bu yöndedir. Bu bakımdan davada taraf teşkilinin sağlandığı söylenemez.HUMK’nun 73. maddesine göre mahkemece taraflar yöntemine uygun bir biçimde mahkeme önünde hazır bulundurulmadıkça hüküm kurulamaz. Aynı paralelde düzenlenen HMK’nun 27 maddesinde ise “Hukuki dinlenilme hakkından” söz edilmektedir. Maddede açıklanan “… hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler…” sözü ile, taraf teşkili kast edilmekte olup, bu hususu da kapsamaktadır. Mahkemece, anılan maddelerin gözönünde tutulması zorunludur.4721 sayılı TMK’nun 713/2. maddesi gereğince açılan davaların nitelikleri gereği, mirasçı bırakmadan kayıt maliki ya da malikleri ölmüş ise, TMK'nun 501. maddesi uyarınca son mirasçının Devlet olması nedeniyle davanın Hazine’ye karşı yöneltilmesi düşünülmelidir. Taraf teşkili sağlanmadan kayyım atanmak sureti ile davanın yürütülmesi bu bakımdan usul ve Yasa ile Yargıtay uygulamasına aykırıdır. Davalı kayyım Sorgun Mal Müdürü vekilinin temyiz itirazları açıklanan bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile Yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, esasa ilişkin hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK'nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 10.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.