Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 20526 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 18925 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : Bodrum 3. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 13/03/2013NUMARASI : 2011/264-2013/94G.. H.. ile M.. T.. aralarındaki mal rejiminden kaynaklanan alacak davasının reddine dair Bodrum 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 13.03.2013 gün ve 264/94 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A R Davacı kadın vekili dava dilekçesinde tarafların 02.01.1976 tarihinde evlendiklerini, Ankara 3. Aile Mahkemesi'nin 2009/1386 Esas, 2011/534 Karar sayılı boşanma kararı ile boşandıklarını, kararın 26.05.2011 tarihinde kesinleştiğini, davalıdan evliliğin ikinci ayında ankilozan spondilit hastalığı olduğunun öğrenildiğini, evliliğin ilk yılında davalının durumunun ağırlaştığını, maddi ve manevi yönden evin yükünün davacıda kaldığını, vekil edeninin babası tarafından kızının işe rahat gidip gelmesi için ikinci el araba aldığını, davalı kısa süre sonra eşler arasında mal ayrımı olmaz diyerek arabayı sattığını yeni araba aldığını, bütün arabalar ile taşınmazların davalı adına kayıtlı bulunduğunu, davalının eczane çalıştırdığını ve eczacı olduğunu 1980 yılında İstanbul'dan Safranbolu'ya taşındıklarını 1981 yılında da bir eczaneye ortak olduklarını, eczane davalı adına olmasına karşın öğleden sonraları 1-2 saat eczaneye uğradığını, kasa hesabı yaptığını, eczanenin sabahları davacı tarafından açıldığını, bütün gün eczanede davacının çalıştığını, evlilik birliği içerisinde .. ada ... parselde kayıtlı evi aldıklarını, S.. A.. Cad. K.. Çarşısı Safranbolu adresindeki eczane ile bir aracın edinildiğini, açıklayarak değer tespiti yapılacak malların evlilik süresince alınan mallar olması ve davacının katkı payı, katılma payı ve değer artış payı alacağı olması nedeniyle yüzde elli payın davacıya parasal değerinin ödenmesine ve bu paydan şimdilik 5.000 TL'nin tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı erkek eş vekili cevap dilekçesinde vekil edeninin eczacı olduğunu fakülteyi bitirdikten sonra eczacılık mesleğini icra etmeye başladığını, önceleri tam gün çalıştığını, romatizmal bir hastalığın eczacılık mesleğini icra etmeye engel olmadığını, 1977-1979 yılları arasında davalının part time ingilizce öğretmenliği yaptığını, aldığı düşük ücret ile sadece yol parasını karşıladığını, 1950 yılında 74 model Murat ... marka aracın 1978 yılında davacının babası tarafından emaneten kızına verildiğini, davacının işten ayrılması üzerine bu aracı elden çıkardığını, bu aracın satışında başka bir araçta edinilmediğini, 1994 model .... plakalı Reno Brodway aracın vekil edeninin parasıyla davacı eşi adına alındığını oğulları, kaza yapınca bu aracın davacı tarafından satıldığını daha sonra 1999 yılında .... plakalı polo marka aracın davacı adına alındığını, anne ve müşterek çocukları tarafından satıldığını ve bu araçtan gelen paranın müşterek çocukları tarafından harcandığını, daha sonra davalı tarafından .... plakalı aracın davacı adına satın alındığıını boşanma davası devam ederken davacı tarafından satıldığını, davacının eczanede hiç çalışmadığını, davacının ailesinin de bir yardımının bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece, kanıtlanamayan davanın reddine karar verilmesi üzerine hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Tarafların evlilik birliği içerisinde edindikleri taşınmaz, araç ve aracın hangi tarihte alındığı belirlenemediği gibi eczanenin de hangi tarihte açıldığı, halen çalışan bir eczane olup olmadığı, kapatılmış ise hangi tarihte kapatıldığı konularında dosya kapsamında herhangi bir belgeye rastlanılmadığından davanın katkı payı alacağı, katılma alacağı ya da değer artış payı alacağı davası olup olmadığı hususunda şu aşamada bir nitelendirme yapma olanağı bulunmamaktadır. Davacının eczanede iddia edildiği gibi sürekli çalışıp çalışmadığı sigortasının bulunup bulunmadığı, sigortalı çalışmış ise hangi iş yerinde sigortalı olarak çalıştığı hususunda SGK'dan buna ilişkin belgelerin getirtilmediği görülmüştür. Dava dilekçesi gerçekten Mahkeme'nin de değindiği gibi çok açıklayıcı olmadığı gibi tam olarak ne istenildiği de dilekçe kapsamından anlaşılamamaktadır. Sadece genel terimerlerden ibaret isteklerden söz edilmiştir. Bu şekildeki bir dilekçeyle de uyuşmazlığın çözümlenmesi oldukça güç görünmektedir. Her ne kadar davacı tarafında da davalıya yemin teklif edilmiş ve davalının yaptığı yemin üzerine de kanıtlanamayan davanın reddine karar verilmiş ise de mevcut ve bilinen deliller tam olarak toplatılmadan istekler ayrı ayrı nitelendirilmeden ve hukuki nitelendirme yapılmadan yemin teklifi ve kabulüyle oluşan sonuca göre karar verilmesi doğru değildir. Yemin; olayın çözümü için dayanılacak herhangi bir delilin elde edilemediği durumlarda son çare olarak başvurulabilen bir yasal delildir. Dosya kapsamındaki bilgilere göre davacı 1977-1979 yılları arasında çalışmış olup, bunun dışında bir çalışmasına rastlanılmamıştır. Davacı tarafta bu yönde iddiasını kanıtlayan bilgi ve belgeyi dosyaya sunmamıştır. Evlilik birliği içerisinde edinilen 427 ada 5 sayılı parseldeki taşınmaz ise 743 sayılı TKM'nin 170. maddesi uyarınca mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde edinilmiştir. Mal ayrılığı döneminde edinilen mallardan kaynaklanan katkı payı alacağının hüküm altına alınabilinilmesi için davacı eşin edinilen taşınmaza ya da mala para veya para ile ölçülebilen bir katkısının olduğunu, kanıtlaması gerekmektedir. Taşınmaz anlatıldığı biçimde yapılan bir katkı kanıtlanamamıştır. Öte yandan davacı vekili dava dilekçesinde bir araçtan söz etmekte ise de plakasını vermediği gibi bu araca ait Trafik Şube Müdürlüğü'nden alınma tescil belgeleri dosya arasında bulunmamaktadır. Söz konusu aracın mal ayrılığı döneminde mi yoksa 01.01.2002 sonrası geçerli olan edinilmiş mallara katılma rejimi dönemde mi alındığı anlaşılamamaktadır. Dolayısıyla aracın kaydı getirtilmeden bu yönde bir nitelendirmenin yapılması olanaksızdır. Öncelikle nitelendirmenin yapılması açısından aracın plakası davacı taraftan sorularak öğrenilmesi, bu araca ait trafik kaydının devirler görmüş ise bunlarla birlikte getirtilerek dosyaya eklenmesi ve ondan sonra araç konusunda bir hüküm kurulması zorunluluğu bulunmaktadır. Bundan ayrı Safranbolu da bulunan eczanenin ilk defa hangi tarihte açıldığı ve halen faal durumda bulunup bulunmadığı, eczanenin bağlı bulunduğu ecza odasında ya da Türkiye Eczacılar Birliği'nden sorularak gerekli belgelerin getirtilip dosya arasına konulması, davacının söz konusu eczanede çalıştığına ilişkin taraflar arasında görülen Ankara 3. Aile Mahkemesi'nin 2009/1386 Esas ve 2011/534 Karar sayılı dosyasında tanık olarak dinlenen ve Safranbolu Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 08.10.2010 tarihinde dinlenen müşterek çocukları C.. İ.. T..'ın alınan beyanına göre davacının 1988 yılından 1992 yılına kadar söz konusu eczanede babası ile birlikte çalıştığını açıkladığı, aynı gün ve aynı mahkemede dinlenen Tanık M.. A..'ında aynı yönde beyanda buluduğu gözetilerek davacı kadının söz konusu eczanede çalışıp çalışmadığı yönünde yeniden her iki dava dosyasında dinlenen tanıkların beyanlarına başvurulması beyanlar arasındaki çelişkinin HMK'nın 261. maddesi gereğince yüzleştirilerek giderilmesi gerekmektedir. Söz konusu eczane 01.01.2002 tarihinden sonra faal olup işlev görmekte ise, bu tarihten sonraki eczanenin net gelir üzerinden davacının katılma alacağı hakkının olduğunun düşünülmesi ve buna göre hesaplamanın yapılması gerekir. Şayet böyle bir somut olgu söz konusu ise eczanenin 01.01.2002 sonrası muhasebe kayıtları gözönünde bulundurularak edinilmiş mallara katılma rejimi konusunda uzmanlığı bilinen hukukçu bir bilirkişi ile bir mali müşavire dosya ve eczaneye ait 01.01.2002 sonrası yıllara ilişkin (01.01.2002'den boşanma davasının açıldığı ve eşler arasında mal rejiminin sona erdiği 16.10.2009 tarihine kadar ki eczane kayıtları üzerinde inceleme yapılacak) kayıtlar üzerinde inceleme yapılmak suretiyle saptanacak eczanenin net kârı üzerinden TMK'nun 219., 231. ve 236. maddeleri gereğince katılma alacağının hesabına ilişkin rapor alınması eczanenin mülkiyetinin davalıda olup olmadığının saptanması bakımından eczane yerine ait tapu kaydının ilk oluştuğu günden itibaren getirtilerek katılma alacağı yönünden değerlendirilmesi, ondan sonra katkı ve katılma alacağı konusunda olumlu veya olumsuz karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme sonucu hüküm kurulmuş bulunması usul ve kanuna aykırıdır. Davacı vekilinin temyiz itirazları temyiz itirazlarının açıklanan nedenlerle kabulüyle Yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK'nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 24,30 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 07.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.