İNCELENEN KARARINMAHKEMESİ : Kocaeli 1. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 29/05/2014NUMARASI : DAVACI : Hazine DAVALI : Y. Entegre Ağaç San. ve Tic. A.Ş.DAVA TÜRÜ : Tapu İptaliHazine ile Y. Entegre Ağaç San. ve Tic. A.Ş. aralarındaki tapu iptali davasının kısmen kabulüne, kısmen reddine dair Kocaeli 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 29.05.2014 gün ve ... sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı Hazine vekili ve davalı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARARDavacı Hazine vekili, tapuda davalı adına kayıtlı bulunan ... parsel sayılı taşınmazın 9.609,65 m2'lik kısmının kıyı kenar çizgisi içinde kaldığını açıklayarak bu kısmın tapu kaydının iptaliyle kıyı olarak terkinine karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davanın kısmen kabulüne ve dava konusu ... parsel sayılı taşınmazın 3.092,35 m²'lik kısmının kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığı gerekçesiyle bu kısmın tapu kaydının iptaline, 1.500 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı Hazineye verilmesine, 1.500 TL vekalet ücretinin davacı Hazineden alınarak davalıya verilmesine, 637,26 TL harcın kabul-ret oranına göre 240 TL'lik kısmının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına karar verilmesi üzerine; hüküm, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporları hüküm kurmaya elverişli değildir. Söz konusu raporlar incelendiğinde; keşfe katılan 3 jeoloji mühendisi bilirkişinin gözleme dayalı değerlendirmelerde bulunduğu ve bu şekilde tespit edilen kıyı kenar çizgisinin fen bilirkişi tarafından dava konusu taşınmaza uygulandığı anlaşılmaktadır. Ayrıca 04.12.2006 tarihli jeolog bilirkişi kurulu raporunda, keşfen tespit edilen kıyı kenar çizgisi ile Bakanlık tarafından belirlenen kıyı kenar çizgisinin kısmen çakışmadığı belirtilmiş, ancak raporda bu farklılığın nedenleri açıklanmamıştır. Yetersiz araştırmayla tespit edilen kıyı kenar çizgisinin dava konusu taşınmaza uygulanması suretiyle hüküm kurulması doğru olmamıştır.Kabule göre de; 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 16.maddesiyle 3402 sayılı Yasanın 36. maddesine bazı ilaveler getiren 36/A maddesi hükmüne göre kadastro işlemleri sebebiyle açılan davalar nedeniyle yargılama giderlerinden (6100 sayılı HMK'nın 323/1-a maddesi uyarınca yargılama giderlerinden sayılan celse, karar ve ilam harçlarından da) ve vekalet ücretinden davalı taraf sorumlu tutulamaz. Anılan yasal düzenleme karşısında davalının yargılama giderlerinden sayılan harçtan ve avukatlık ücretinden sorumlu tutulması da doğru olmamıştır.O halde mahkemece yapılacak iş; aynı bilirkişilerle yeniden dava konusu taşınmazda .//.keşif yapılması, taşınmazın farklı noktalarında gözlem çukurları açılarak bu çukurlardan alınan verilerin incelenmesi, açılan gözlem çukurlarının harita üzerinde işaretlenerek gösterilmesi ve topoğrafik memleket haritalarından da yararlanılarak kıyı kenar çizgisinin tespit edilmesi, keşfen tespit edilen kıyı kenar çizgisi ile Bakanlık tarafından onaylanan kıyı kenar çizgisinin fen bilirkişi tarafından kroki üzerinde gösterilmesi, her ikisinin çakışmaması halinde çelişkinin nedenlerinin bilimsel verilere dayalı olarak bilirkişiye açıklattırılması, bilirkişilerden alınacak ek raporla eksikliğin giderilmeye çalışılması; anılan eksikliklerin bu şekilde giderilememesi halinde ise önceki bilirkişlerden farklı 3 jeolog ya da jeomorfolog, 1 harita mühendisi ve 1 ziraat mühendisinden oluşacak bilirkişi kuruluyla keşif yapılarak rapor alınması, ayrıca 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasa'nın 16. maddesiyle 3402 sayılı Yasa'nın 36. maddesine bazı ilaveler getiren 36/A maddesi hükmüne göre kadastro işlemleri sebebiyle açılan davalar nedeniyle, yargılama giderlerinden ve avukatlık ücretinden davalı tarafın sorumlu tutulamayacağı hususunun da gözetilmesi, Mahkemece bu konudaki görüşünün ortaya konulması ve ondan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesinden ibarettir. Bu hususlar gözetilmeden eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulüyle, usul ve yasaya uygun bulunmayan hükmün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK'nun 440/1 maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 25,20 TL peşin harcın istek halinde davalıya iadesine 16.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.