Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 20295 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 23951 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : Mersin 1. Sulh Hukuk MahkemesiTARİHİ : 23/09/2013NUMARASI : 2012/8-2013/42 T. Halkbankası A.Ş. ve asli müdahil C.. Y.. ile R.. Ö.. ve müşterekleri aralarındaki terekenin resmen tasfiyesi davasının reddine dair Mersin 1. Sulh Hukuk Mahkemesi'nden verilen 23.09.2013 gün ve 8/42 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı T. Halkbank vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Talep dava dilekçesinde, davacıya borçlu olan kişinin (mirasbırakanın) ölümü ve en yakın yasal mirasçılarının tamamı tarafından mirasının reddi nedeniyle terekesinin tasfiyesinin yapılması olarak açıklanmıştır. Mahkemece talebin mirasın resmen tasfiyesinin yapılması niteliğinde ve TMK’nun 633. maddesindeki üç aylık hak düşürücü sürenin geçirilmiş olduğu gerekçesiyle reddine karar verilmiş; hükmü davacı taraf temyiz etmiştir.Somut uyuşmazlıkta davacıya borçlu olan mirasbırakan ölmüş; geriye yasal mirasçısı olarak eşi ve üç çocuğunu bırakmıştır. Bunlardan eş ve iki çocuğu Mersin 2. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 15.09.2011 tarih, 2011/1112-1448 Esas ve Karar sayılı, diğer son çocuk ise Mersin 4. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 24.06.2011 tarih, 2011/1052-928 Esas ve Karar sayılı tespit ve tescil kararlarıyla mirasbırakanlarının mirasını reddetmişlerdir.TMK’nun 612. maddesi; “ en yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddolunan mirasın sulh mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edileceğini, tasfiye sonunda arta kalan bir değer varsa bunun mirasını reddetmemişler gibi hak sahiplerine verileceğini” öngörmektedir. Buradaki “en yakın mirasçılar” kavramıyla anlatılmak istenen, mirasbırakanın ölümünde ilk bakışta ve doğrudan doğruya mirasçı sıfatına sahip olan yasal mirasçılardır. Her ikisi de terekenin (mirasın) tasfiyesini amaçlamakla birlikte; “terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesi” ve “terekenin resmen tasfiyesi” farklı kurumlardır. Her şeyden önce, terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesi İcra ve İflas Kanuna göre (İİK. md. 180; 208 vd); terekenin resmi tasfiyesi ise, Medeni Kanun hükümlerine göre (TMK. md. 632-635) gerçekleştirilmek durumundadır. Yukarda açıklandığı gibi, somut uyuşmazlıkta borçlu/mirasbırakan ölmüş, en yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından TMK'nun 605/1, 609. maddelerdeki prosüdüre uygun olarak mirası reddedilmiştir. Öyleyse somut uyuşmazlıkta, en yakın mirasçıların tamamı tarafından reddolunduğundan; burada uygulanacak tasfiye usulü, terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesi” usulüdür. Esasen terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesi için ayrıca dava açılmasına gerek de bulunmamaktadır. Zira böyle bir durumda, terekenin tasfiyesinde yararı bulunan kişilerin en yakın yasal mirasçıların tamamının mirası reddettikleri yerdeki (mirasbırakanın ölümü tarihindeki son yerleşim yeri mahkemesi, HMK. md. 11, TMK. md. 576) tereke işleriyle görevli sulh mahkemesini harekete geçirmeleri yeterli olacak ve bu harekete geçirme isteği bir dava şeklinde ileri sürülmüş ise, buna ilişkin dilekçe teknik anlamda bir dava dilekçesi olarak da değerlendirilemeyecektir.Yukardaki açıklamalar göz önüne alındığında; dava şeklinde ileri sürülen mirasbırakının alacaklısının dilekçesi teknik anlamda bir dava dilekçesi niteliğinde olmayıp, mahkemeyi harekete geçirmeye, böylelikle iflas hükümlerine göre tasfiye işlemlerine başlanması ve tamamlanmasına yönelik olarak kabul edilmesi gerektiği gibi; mahkemece bu isteğin TMK'nun 633. maddesindeki mirasbırakanın alacaklısına tanınmış terekenin resmen tasfiyesi davası niteliğinde görülüp, aynı maddedeki üç aylık hak düşürücü süre içinde davanın açılmadığı gerekçesiyle isteğin reddi de usul ve yasaya uygun olmamıştır. Tereke İflas hükümlerine göre tasfiyeye tabi hale geldiğine göre; mahkeme o yerdeki tereke işleriyle görevli sulh mahkemesi değilse isteğin bir gönderme kararıyla tereke işleriyle görevli sulh mahkemesine gönderilmesi; aksi halde İİK'nun.180. madde yollamasıyla aynı Kanunun 208. vd. maddelerinde gösterilen usulde tasfiye işlemlerine başlanarak tasfiyenin tamamlanmasının sağlanması, nihayetinde İİK'nun 254. maddesi uyarınca iflas idaresinden nihai raporun istenmesi ve tasfiyenin bittiğini anladıktan sonra da tasfiyenin bittiğini açıklayarak iflasını kapanması kararı vererek bu kararda iflas idaresinin bunu ilan etmesi gerekliliğini de işaret ederek dosyadan elini çekmesi gerekir.Temyiz eden vekilinin temyiz itirazları yukarda açıklanan sebeple yerinde olduğundan kabulüyle; hükmün 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3.madde yollamasıyla HUMK’nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK’nun 440/III-2. bendi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 06.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.