Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 20253 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 1407 - Esas Yıl 2015





İNCELENEN KARARINMAHKEMESİ : Gölcük 1. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 08/01/2014NUMARASI : DAVACI : T.. A..DAVALI : V.. A.. vs.DAVA TÜRÜ : Muhdesatın TespitiDavacı-birleşen dosya davalısı T.. A.., davalı-birleşen dosya davacısı M.. A.. ile V.. A.. aralarındaki dava hakkında Gölcük 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 08.01.2014 tarih ve 167/7 sayılı hükmün Daire'nin 11.11.2014 gün ve 2014/....-2014/... sayılı ilamıyla onanmasına karar verilmişti. Davalı V.. A.. tarafından süresinde kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüld.. K A R A R Davacılar vekili, eldeki dosya ve birleşen dava dosyasında ... ada ... parsel üzerindeki muhdesatın 1/3'er payının müvekkillerine ait olduğunu açıklayarak taşınmazı üzerindeki binanın 1/3'er payının vekil edenleri adına tespitine karar verilmesini istemiştir. Davalılar M.. A.. ile T.. A.. vekili eldeki ve birleşen dosyasına verilen cevap dilekçesinde davayı kabul ettiklerini bildirmişler, davalı V.. A.. vekili davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmesi üzerine; hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiş, Dairece; isabetsizlik bulunmayan hükmün onanmasına karar verilmesi üzerine, davalı V.. A.. vekili kararın düzeltilmesini istemiştir.Dava konusu ... ada ... parsel, kadastro yoluyla 31.03.1967 tarihinde .... paylı olarak tarafların ortak murisi A. A. ve müşterekleri adına tespit ve tescil edilmiş, taksim ve intikal ve ayırmalar neticesinde sonuç olarak paylı mülkiyet şeklinde taraflar adına tescil edilmiştir. Bir şeye malik olan kimse, o şeyin bütünleyici parçalarına da malik olur (4721 s.lı TMK 684/1 m). Arazi üzerindeki mülkiyet, kullanılmasında yarar olduğu ölçüde, üstündeki hava ve altındaki arz katmanlarını kapsar. Bu mülkiyet kapsamına, yasal sınırlamalar saklı kalmak üzere kalıcı yapılar, bitkiler ve kaynaklar da girer (TMK 718 m). 22.12.1995 tarih ve 1/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da vurgulandığı gibi Eşya Hukukunda, muhdesattan, bir arazi üzerinde kalıcı yapı ve tesisler ile bağ ve bahçe şeklinde dikilen ağaçları anlamak gerekir. Muhdesat, şahsi bir hak olup (TMK 722, 724, 729 m.ler), sahibine arazi mülkiyetinden ayrı bağımsız bir mülkiyet veya sınırlı bir ayni hak bahşetmez. Taşınmaz üzerindeki kalıcı yapı, ağaç gibi bütünleyici parça niteliğindeki muhdesatların taşınmazın .//..arzından ayrı bir mülkiyetinin varlığından söz edilemez. Açıklanan bu ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez. Tespit davası, kendine özgü davalardan olup dava sonucunda istihsal edilecek ilamın icra ve infaz kabiliyeti bulunmamaktadır. Bunun doğal sonucu olarak da bu davaların uygulama alanı sınırlıdır. Bilindiği üzere, tespit davalarının görülebilmesi için güncel hukuki yararın bulunması (6100 s.lı HMK 106/2. m) ve dava sonuçlanıncaya kadar da güncelliğini kaybetmemesi gerekir. Tespit davaları eda davalarının öncüsüdür; bu nedenle eda davası açılmasının mümkün olduğu hallerde, tespit davası açılmasında hukuki yararın bulunmadığı kabul edilmektedir. Hukuki yararının bulunması dava şartı olup; yargılamanın her aşamasında taraflarca ileri sürülebileceği gibi, hakim tarafından da re'sen gözetilir. Hukuki yararın bulunmadığının tespiti halinde davanın, dava şartı yokluğu gerekçesiyle usulden reddine karar verilmelidir (HMK 114/1-h, 115 m.). Öğretide ve Yargıtay'ın devamlılık gösteren uygulamalarında, taşınmaz hakkında derdest ortaklığın giderilmesi davasının, kentsel dönüşüm uygulamasının ya da kamulaştırma işleminin bulunması gibi istisnai durumlarda muhdesatın tespiti davasının açılmasında güncel hukuki yararın bulunduğu kabul edilmektedir.Somut olaya gelince; taraflar arasında yukarıda açıklanan davalar ve işlemlerden her hangi birinin mevcut olduğu iddia ve ispat edilmemiştir. Davacının eldeki davayı açmakta hukuki yararı bulunduğu kabul edilemez. O halde; mahkemece taraflar arasında güncel hukuki yarar yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken; davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır. Ne var ki, temyiz incelemesi aşamasında bu husus gözen kaçırıldığından; tespit hükmünün onanmasına karar verilmiştir. Açıklanan sebeple, davalının karar düzeltme talebinin kabulü ile, yerel mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmiştir.SONUÇ:Yukarıda açıklanan sebeplerle, HUMK. 440-442. maddeleri uyarınca davalı vekilinin karar düzeltme isteğinin kabulü ile Dairemiz'in 11.11.2014 gün .... Esas ve Karar sayılı onama ilamının KALDIRILMASINA, yerel mahkeme hükmünün aynı sebeple 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 52,40 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalı V.. A..'a iadesine, 12.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.