Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 20239 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 11728 - Esas Yıl 2014





İNCELENEN KARARINMAHKEMESİ : Hatay 2. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 18/02/2014NUMARASI : DAVACI : S.. E..DAVALI : T.. M.. vs.DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescilS.. E.. ile T.. M.. ve A. Y. M. B. ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair Hatay 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 18.02.2014 gün ve ... sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:KARARDavacı vekili, eklemeli zilyetlik ve olağanüstü zamanaşımı ile kazanma koşullarının oluştuğunu açıklayarak; dava konusu ... parsel sayılı taşınmazda davalılar A. kızı E. S. ile A. Y. oğlu M. B. veresesi adlarına kayıtlı hisselerin iptali ile vekil edeni adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalı T.. M.. vekili, husumet yokluğu ile davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.Mahkemece, davada T.. M..'ne husumet düşmeyeceğinden T.. M.. aleyhine açılan davanın husumet nedeniyle reddine, davalılar A. kızı E. S. ile A. Y. oğlu M. B. veresesinin kim olduklarının anlaşılamadığı gibi bu kişilerin ölü olduğu, Yargıtay içtihatlarına göre ölü şahıslar ile kim olduğu belli olmayan kişiler aleyhine dava açılamayacağından, bu kişiler aleyhine açılan davanın da reddine karar verilmesi üzerine, hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Kural olarak, tapulu bir taşınmazın veya tapuda kayıtlı bir payın kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesi mümkün değildir. Ancak, kanunun açıkça izin verdiği ve düzenlediği ayrık durumlarda tapulu bir yerin veya tapuda kayıtlı bir payın koşulları oluştuğu takdirde kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesi mümkün olabilir. Kanun'un açıkça izin verdiği hallerden biri de TMK'nun 713/2 maddesindeki düzenlemelerdir. Anılan maddede, “aynı koşullar altında, maliki tapu kütüğünden anlaşılmayan veya yirmi yıl önce ölmüş ya da hakkında gaiplik kararı verilmiş bir kimse adına kayıtlı bulunan taşınmazın tamamının veya bölünmesinde sakınca olmayan bir parçasının zilyedi de, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir” hükmüne yer verilmiştir. TMK'nun 713/2. fıkrasında yer alan üç halden biri olan “…ölmüş…” ibaresi , “Anayasa Mahkemesi'nin 17.03.2011 tarih ve 2009/... Esas, 2011/... Karar sayılı kararıyla iptal edilmişse de, Dairenin sapma göstermeyen uygulamalarında, Anayasa Mahkemesi'nce yürürlüğün durdurulmasına ilişkin kararın verildiği 17.02.2011 tarihine kadar hak sahipleri yararına kazanma koşulları oluşmuş, malik 20 yıl önce ölmüş ve 20 yıllık kazanma süresi de dolmuş ise, bu tür hak sahiplerinin de dava açma yönünden kazanılmış haklarının olduğu kabul edilmektedir. -//-Kanun maddesinde yazılı her üç neden ispat koşulları nedeniyle ayrı davaların konusudur. Bu nedenle öncelikle, Mahkemece davacı vekiline önel verilerek davasını TMK'nun 713/2. maddesinde bulunan hukuki sebeplerden hangisine dayandırdığının açıklattırılması (HMK m.31) ve dayanılan dava sebebine göre taraf teşkilinin sağlanabilmesi için kayıt maliklerine ait veraset belgesinin temin edilmesi, dava konusu taşınmaza ilişkin tapu kaydının tüm geldi ve gittilerinin Yerel Tapu Müdürlüğü’nden, burada bulunmaması halinde Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Arşiv Dairesi Başkanlığı’ndan getirtilerek dosya arasına konulması, taraf delillerinin toplanması, bundan sonra oluşacak duruma göre davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerindedir. Kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK'nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 25,20 TL peşin harcın istek halinde davacıya iadesine 12.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.