Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2006 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 18744 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDAVA TÜRÜ : Elatmanın Önlenmesi ile ... aralarındaki elatmanın önlenmesi davasının kabulüne dair... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 20.02.2014 gün ve 822/66 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARARDavacı vekili,... İlçesi ...Köyünde... Sitesi'nin ön tarafında Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan deniz kenarının 1400 m2 yüzölçümündeki kısmına davalının yaptığı beton dolgu alanı ve iskelenin,... sitesi maliklerinin almış olduğu ortak kararla site yönetimi tarafından 2005 yılında yapılarak ortak kullanımlarına açıldığını, 3621 sayılı Kıyı Kanunu'nun 6. maddesi ve Kıyı Kanunu'nun uygulanmasına dair yönetmeliğin 13. maddesine ve İmar Kanunu'na aykırı olarak izinsiz yapılan iskelenin yıkılması gerektiğini açıklayarak uyuşmazlık konusu taşınmaza davalı ... yönetiminin elatmasının önlenmesine, iskelenin kal’ine ve eski hale getirilmesine karar verilmesini istemiştir.Davalı vekili, davaya konu iskele ve sahil bandının yeni bir yapılaşma olmadığını,... ....’nin ve öncesinde .... Kooperatifi'nin 1960'lı yıllarda inşa ettikleri yapılar olduğunu, o tarihte kıyı kenar çizgisiyle ilgili bir Kanun bulunmadığını, sahil bandındaki binaların muhtar onayı ile yapılabildiğini, sahildeki beton bantların eskiden kaldığını, konuluş amaçlarının lodosun sürekli aşındırmasına açık olan sahilin denize doğru akmasını önlemek olduğunu açıklayarak davanın reddini savunmuştur. Mahkemenin, davanın kabulüne site önündeki beton dolgu alanı ile iskeleye davalı sitenin müdahalesinin men’ine, iskelenin kal’ine, beton dolgu alanı ile iskelenin yapıldığı yerin eski hale getirilmesine ilişkin kararı, davalı vekilinin temyizi üzerine Dairenin 04.04.2013 tarih 2012/11010 esas 2013/5088 karar sayılı ilamı ile bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda Mahkemece "Davanın esastan kabulüne, ili... İlçesi .......Mahallesi Sınırtaş sitesinin önünde bulunan ve Bilirkişiler ... ve ...'a ait 27.12.2013 tarihli raporda krokisi, bilirkişi... 'e ait raporda ise resmi gösterilen beton dolgu alanı ile iskeleye davalı sitenin müdahalesinin men’ine, zikredilen yapıların kal'ine, beton dolgu alanı ile iskelenin yapıldığı yerin eski hale getirilmesine" karar verilmesi üzerine hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Yerel mahkemenin 23.05.2012 günlü ilk hükmünün temyizi üzerine Dairece özetle “…öncelikle, dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde idarece oluşturulmuş kıyı kenar çizgisinin bulunup bulunmadığının araştırılması, var ise buna ilişkin karar ve dayanağı olan belgeleri ile kroki ve haritasının birlikte getirtilip dosya arasına konulması, İdarece oluşturulmuş kıyı kenar çizgisinin bulunmaması yahut idari yargı yerinde iptal edilmiş veya oluşturulan harita 28.11.1997 gün 5/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı'nda kabul edilen ilkeye göre ilgililerine tebliğ edilerek kesinleştirilmemiş ve davalının itirazına uğramışsa; Adli Yargı Mahkemesi'nce, 3621 sayılı Kıyı Kanunu'nun 4. maddesindeki tanımlamalar dikkate alınarak, aynı Kanunun 5 ve 9. maddeleri ile 13.03.1972 gün ve 7/4 sayılı, 28.11.1997 gün ve 5/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararları göz önünde tutularak, Kanunun 9/2. maddesinde belirtilen bilirkişi kurulu aracılığıyla, açıklanan kural ve yöntemler doğrultusunda kıyı kenar çizgisinin oluşturulması, bu çalışmada İdarece oluşturulan kıyı kenar çizgisine ilişkin belgelerden de takdiri delil olarak yararlanılması, belirlenecek kıyı kenar çizgisi ile farklılık oluşması durumunda bunun nedenleri hakkında bilirkişilerden bilimsel gerekçelere ve maddi bulgulara dayalı, doyurucu ve denetime açık ek rapor alınması, bu araştırmalarla, dava konusu taşınmazın kıyı kenar çizgisi içerisinde kalıp kalmadığı duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlendikten sonra, oluşacak durum, dosya içeriği, iddia ve savunma doğrultusunda toplanan diğer tüm deliller birlikte tartışılıp değerlendirilerek, uyuşmazlık hakkında bir karar verilmesi gerektiği..." açıklanarak bozma sevk edilmiştir. Mahkemece 24.10.2013 günlü yargılama oturumunda bozmaya uyma kararı verilmiştir. Bozmaya uyulmakla tarafların leh ve aleyhine usuli kazanılmış hak doğar. Ayrıca, mahkemece bozma kapsamı çerçevesinde araştırma ve inceleme yapılarak hüküm kurma yükümlülüğü ortaya çıkar. Mahkemece bozma ilamına uyulduğu halde bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir.Şu halde; Mahkemece bozma kararına uyulduğuna göre, bozma ilamında ayrıntılı şekilde açıklandığı üzere, İdarece oluşturulan kıyı kenar çizgisinin idari yargı yerinde iptal edilmiş veya oluşturulan harita 28.11.1997 gün 5/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı'nda kabul edilen ilkeye göre ilgililerine tebliğ edilerek kesinleştirilmemiş ve davalının itirazına uğramış olup olmadığının araştırılması, sonucuna göre gerekirse İdare tarafından belirlenen kıyı kenar çizgisinin değinilen İçtihadı Birleştirme Kararı kapsamı ve 3621 sayılı Kanun'un 5. ve 9. maddelerinde öngörüldüğü biçimde üç jeolog ya da jeoloji mühendisinden oluşturulacak uzman bilirkişi kurulu ve tapu fen memuru aracılığıyla yerinde keşif yapılması, 28.11.1997 tarih 5/3 sayılı İnançları Birleştirme Kararı doğrultusunda bilimsel verilerden de yararlanılarak kıyı kenar çizgisinin belirlenmesi, bu araştırmalarla, dava konusu taşınmazın kıyı kenar çizgisi içerisinde kalıp kalmadığı duraksamaya yer vermeyecek şekilde tespit edildikten sonra, oluşacak durum, dosya içeriği, iddia ve savunma doğrultusunda toplanan diğer tüm deliller birlikte tartışılıp değerlendirilerek, uyuşmazlık hakkında bir karar verilmesi gerekirken uyulan bozma ilamına göre gerekli araştırmalar yapılmadan, jeolog bilirkişilerin bulunmadığı iki teknik bilirkişiden alınan rapor dikkate alınarak eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır. Kabule göre de; ...köyünde... sitesi önündeki beton dolgu alanı ve iskele dava konusu olduğu halde hükümde ... mahallesi Sınırtaş sitesinin önünde bulunan beton dolgu alanı ve iskele ile ilgili hüküm kurulması da doğru değildir.SONUÇ: Davalı vekilinin temyiz itirazları yukarıda açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile usul ve kanuna aykırı bulunan hükmün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 09.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.