Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2001 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 20097 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : İzmir 2. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 26/12/2012NUMARASI : 2012/844-2012/943Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davalı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: K A R A R Şikayetçi 3. kişi vekili borçlu M.. Mak. Kalıp San. Tic. Ltd. Şti aleyhine örnek 2 icra emri ile başlatılan takipte borçlu M.. Ltd.Şti'nin icra emrini tebliğ aldıktan sonra taşınmazı tahliye ettiği haciz tutanağı ile sabitken, geçerli bir mahkeme kararı olmaksızın İcra Müdürlüğü'nün müvekkil şirketin tahliyesi için 7 gün süre verilmesine ilişkin işleminin hukuka aykırı olması sebebiyle iptalini talep etmiştir.İİK'nun 27. maddesi aynen “Taşınmaz, üçüncü bir şahıs tarafından davadan sonra ve hükümden evvel tapuya tescil edilmiş bir akde müsteniden işgal edilmekte ise alacaklı borçlunun o şahsa karşı malik olduğu hakları haiz olur. Bu şıkkı ihtiyar etmezse borçlusuna karşı tazminat davası açabilir. Şu kadar ki suiniyet sahibi üçüncü şahıslara karşı umumi hükümler mahfuzdur.” hükmünü taşımaktadır. İİK'nun 276. maddesinin 1. fıkrası ise “Tahliyesi istenen yerde kiracıdan başka bir şahıs bulunur ve işgalde haklı olduğuna dair resmi bir vesika gösteremezse derhal tahliye olunur. Şu kadar ki, bu şahıs resmi bir vesika gösterememekle beraber daireye ibraz olunan mukavele tarihinden evvelki bir zamandan beri orayı işgal etmekte bulunduğunu beyan eder ve bu beyanı icra memuru tarafından mahallinde yapılacak tahkikatla teeyyüt ederse memur, tahliyeyi tehirle üç gün içinde keyfiyeti İcra Mahkemesi'ne bildirir.” şeklinde düzenlenmiştir.Somut olayda şikayetçi anılan maddelerde belirtilen nitelikte bir belge ile işgalde haklı olduğunu ispatlayamadığından tahliye ilamının kendisine karşı infazının yapılmasında bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Bu nedenle şikayetin reddi gerekirken yazılı gerekçe ile kabulü isabetsizdir.SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. ve İİK'nun 364. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, ve taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m. 297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 10.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.