Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 19871 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 23140 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : İstanbul 13. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 15/05/2013NUMARASI : 2012/1075-2013/316Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davalı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: KARAR Borçlu E.. K.. vekili, vekil edeni aleyhine; ilama dayalı olarak alacaklı D.. K.. lehine hükmedilen alacaklar için İstanbul 12. İcra Müdürlüğü'nün 2012/16410 Esas sayılı dosyasında takip başlatıldığını, E.. K..' un ise başka bir ilama dayanarak Dilek aleyhine hükmedilen alacakların tahsili için İstanbul 14. İcra Müdürlüğü'nün 2011/20260 Esas sayılı dosyasında takip başlattığını, borçlu Erkurt'un, alacaklısı olduğu İstanbul 14. İcra Müdürlüğü'nün 2011/20260 Esas sayılı dosya alacağının İstanbul 12. İcra Müdürlüğü 2012/16410 Esas sayılı dosya borcundan takas ve mahsubunu talep ettiği, Mahkemece tüm dosya kapsamından takas-mahsup talebinin yerinde olduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle davacının alacaklı olduğu İstanbul 14. İcra Müdürlüğü'nün 2011/20260 Esas sayılı dosya alacağının İstanbul 12. İcra Müdürlüğü 2012/16410 Esas sayılı dosyasından takas nedeniyle mahsubuna karar verildiği, hükmün davalı vekili tarafından temyiz edildiği anlaşılmıştır. 6098 sayılı TBK'nun 139. maddesinde; ''İki kişi, karşılıklı olarak bir miktar para veya özdeş diğer edimleri birbirine borçlu oldukları takdirde, her iki borç muaccel ise her biri alacağını borcuyla takas edebilir." yine aynı Yasa'nın 144. maddesinde ise; nafaka ve işçi ücreti gibi, borçlunun ve ailesinin bakımı için zorunlu olup, özel niteliği gereği, doğrudan alacaklıya verilmesi gereken alacakların, takas hakkının doğmasından sonra alacaklının rızası ile takas mahsuba konu edilebileceği belirtilmiştir. 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 164/son maddesi uyarınca “Dava sonunda, kararla tarifeye dayanılarak karşı tarafa yüklenecek vekalet ücreti avukata aittir. Bu ücret, iş sahibinin borcu nedeniyle takas ve mahsup edilemez.” (HGK.nun 07.04.2004 tarih ve 2004/12-213 Esas, 2004/215 sayılı Karar.) Somut olayda; İstanbul 12. İcra Müdürlüğü'nün 2012/16410 Esas sayılı takip dosyasında alacaklı Dilek tarafından borçlu Erkurt aleyhine Üsküdar 3. Aile Mahkemesi'nin 2006/238 Esas, 2010/356 Karar sayılı ilamına dayanarak müşterek çocuk lehine hükmedilen iştirak nafakası ve ilam vekalet ücretinin takibe konulduğu, İstanbul 14. İcra Müdürlüğü'nün 2011/20260 Esas sayılı dosyasında ise alacaklı Erkurt tarafından borçlu Dilek aleyhine İstanbul 2. Aile Mahkemesi'nin 2011/728 Esas-2012/514 Karar sayılı ilamında hükmedilen mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacaklar için takip başlatıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, Mahkemece, yukarıdaki yasal düzenlemeler ve alacaklı Dilek vekilinin takas ve mahsuba rıza göstermediği yönündeki beyanları de dikkate alınarak takas mahsup talebinin reddine karar verilmesi gerekirken kabulü isabetsizdir. Kaldı ki; Mahkemenin, bir gerekçe göstermeden tüm dosya kapsamından takas-mahsup talebininin yerinde olduğu şeklindeki açıklamasının usul ve yasaya uygun bir gerekçe olarak kabulü mümkün değildir. Kararının gerekçelendirilmemesi Anayasa'nın 141/3. maddesi ve ona koşut bir düzenleme içeren 6100 sayılı HMK'nun 297. (Mülga HUMK'nun 381, 388 ve 389.) ve 27. maddelerine aykırıdır. SONUÇ: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK. nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK' nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 04.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.