MAHKEMESİ : Keban Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 12/04/2012NUMARASI : 2010/49-2012/8F.. C.. ve müşterekleri ile N.. B.. ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair Keban Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 12.04.2012 gün ve 49/8 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacılar vekili ile davalılardan H.. M..ve müşterekleri vekili taraflarından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A R Davacılar vekili açılan ve birleştirilen davalara ait dava dilekçelerinde özetle; dava konusu olup, dava dilekçelerinde ada ve parsel numaraları belirtilen ... adet parsellerin tarafların ortak miras bırakanı A..M..'tan kaldığı halde kadastro çalışmaları sonrasında davacı mirasçılara az hisse yazıldığını belirterek, tüm parsellere ait tapu kayıtlarının iptaliyle ortak miras bırakan A.. M.. mirasçıları adına miras payları oranında tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.Davalılar vekili, dava konusu taşınmazların bir kısmının üçüncü şahıslardan satın alındığını, diğer taşınmazların ise ortak muris A..M..'tan değil; onun da annesi olan kök miras bırakan G.. M..'tan kaldığını, kadastro tespitinin ve davacılara yazılan payların doğru olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.Mahkemece, açılan ve birleştirilen davaların kabulüne, dava konusu parsellere ait tapu kayıtlarının iptaline ve Keban Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2007/156 esas 2008/10 karar sayılı mirasçılık belgesine göre, muris A.. M.. mirasçıları adına miras payları oranında tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir. Hüküm, davacılar vekili ile davalılar Fahri, Mustafa, Eraydın, Mehmet, Halil ve H.. M.. vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından; haklarında kabul kararı verilen ve dava dilekçelerinde ada ve parsel numaraları belirtilen 27 adet parsellerin, 22.06.2006 tarihinde yapılan kadastro tespiti sırasında, senetsizden, muristen intikal ve hisse satışı suretiyle davacılar ve davalı temyiz edenler adına, müştereken tespit ve tescil edildiği anlaşılmaktadır.Mahkemece, dava konusu taşınmazların bulunduğu mahalde yapılan keşifte hazır bulunan yerel bilirkişiler ve üç tanığın yetersiz beyanları sonrasında, taşınmazların hangisi veya hangilerinin üçüncü şahıslardan satın alındığı, ortak kök miras bırakan A.. M..'tan mı yoksa G.. M..'tan mı kaldığı ve hisse satışları tam olarak belirlenmeden, tarafların delil listesinde bildirdikleri tüm tanıklar dinlenmeden eksik inceleme ile karar verilmesi isabetsizdir. Hal böyle olunca, Mahkemece yapılacak iş; uyuşmazlığa konu taşınmazların bulunduğu mahalde HMK'nun 288 vd. maddelerine göre yeniden keşif icrasıyla, 6100 sayılı HMK'nun 243. ve 244. (1086 sayılı HUMK.m.258 ve 259.) 245. maddeleri uyarınca ve uyuşmazlığın taşınmaza ilişkin bulunması nedeniyle HMK'nun 259 ve 290/2. maddeleri gereğince tüm yerel bilirkişi ve tanıkların keşif yerinde dinlenmelerinin sağlanması, öncelikle yaşlı ve yansız kişiler arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişilerden ve ayrıca taraf tanıklarından dava konusu parsellerin öncesinde kime ait olduğu, kimden kime kaldığı hangi taşınmazın kim tarafından hangi tarihte satın alınıp, kimin zilyetliğinde bulunduğu, hangi taşınmazların kök miras bırakanların hangisinden kaldığı, taksim ve hisse satışı olup olmadığı, halen ve öncesinde kim tarafından zilyet edildiği etraflıca sorularak kapsamlı bilgilerinin alınması, beyanları arasında aykırılığın bulunması durumunda 6100 sayılı HMK'nun 261. maddesi hükmü gözönünde bulundurularak yüzleştirilmek suretiyle giderilmeye çalışılması, bundan sonra dosya içerisinde mevcut diğer tüm deliller birlikte tartışılıp değerlendirilerek, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken noksan soruşturmayla yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulması isabetsizdir. Bundan ayrı; uyuşmazlık ve dava, mirasçılar arasında olduğuna göre isteğin yalnız davacıların miras paylarına yönelik olduğunun kabulü gerekir. Gerekçeli karar başlığında (dahili) davalılar sıfatıyla gösterilen mirasçılar tarafından harç yatırmak suretiyle açılmış ve diğer davalılara yöneltilmiş usulüne uygun bir dava ve istek de bulunmamaktadır. Davanın başarıya ulaşması halinde yalnızca davacıların miras payları oranında iptal ve tescile karar verilmesi gerekirken, dava açmayan diğer mirasçıları da kapsar şekilde hüküm kurulması da doğru değildir.Davacılar vekili ile davalılar Fahri, Mustafa, Eraydın, Mehmet, Halil ve H.. M..vekilinin temyiz itirazları, açıklanan nedenlerle yerindedir. Kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK'nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 21,15 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacılara iadesine ve 557,40 TL peşin harcın da istek halinde temyiz eden davalılar Hüseyin Murat ve müştereklerine iadesine, 04.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.