Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 19757 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 18653 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : Gerede İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 20/06/2013NUMARASI : 2013/24-2013/45Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki temyiz eden tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: K A R A R Davacı vekili, 11/05/2012 tarihinde kendisine ait olan ev eşyalarının Gerede İcra Müdürlüğü'nün 2012/39 esas nolu dosyası üzerinden davalı tarafça haczedildiğini, borçlu M.. C..'in oğlu olduğunu, oğlunun haciz yapılan olan adreste ikamet etmediğini, haczedilen eşyalardan bir kısmına ait faturaların bulunduğunu iddia ederek istihkak davasının kabulü ile davalı taraftan % 20 kötü niyet tazminatının tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının Gerede İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2012/49 esas 2013/20 karar sayılı dosyasında aynı haciz zaptındaki mahcuz mallar hakkında istihkak iddiasında bulunduğunu ve mahkeme tarafından karar verildiğini davanın mükerrer olarak açıldığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre; davacının aynı tarihli haciz ile ilgili istihkak iddiasında bulunduğu, istihkak iddia edilen eşyalardan bir kısmı hakkında istihkak iddiasının Gerede İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2012/49 Esas sayılı dosyası üzerinden verilen karar ile kabul edildiği, verilen bu kararın kesinleştiği ve bu kararın görülmekte olan dava için kesin hüküm teşkil ettiği, 2012/49 esas sayılı dosyada istihkak iddia eden tarafın delillerinin toplandığı ve bir kısım eşya için istihkak iddiasının da kabul edildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, üçüncü kişi tarafından İİK'nun 96. ve devamı maddeleri uyarınca açılan istihkak davası niteliğindedir. Mahkemenin “kesin hüküm” olarak nitelendirdiği ve davanın ret gerekçesine dayanak yaptığı Gerede İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2012/49 Esas, 2013/20 K. sayılı dosyada davanın konusu, Gerede İcra Müdürlüğü'nün 11.05.2012 tarihli yazısına istinaden, istihkak iddiasına konu haczedilen menkullerle ilgili İİK'nun 96. ve 97. maddeleri gereğince takibin devamına veya talikine karar verilmesi talebine ilişkindir. İcra Müdürlüğü'nün bu talebi üzerine Mahkemece duruşma açılarak yapılan inceleme sonucunda verilen 05.04.2013 tarihli karar ile “600.TL bedelli Ariston 5 çekmeceli derin dondurucu, 1.000TL bedelli kahverengi renkli oturma grubu, 500.TL bedelli Vestel marka çamaşır makinası, 300.TL bedelli Beko marka bulaşık makinası, 1.000 TL bedelli Vestel marka çift kapılı buzdolabı hakkında istihkak talebinin kabulüne, diğer menkuller hakkındaki talebin reddine” biçiminde karar verilmiş ve bu karar temyiz edilmeksizin kesinleşmişse de; davanın türü ve davadaki talebin İİK'nun 96. ve 97. maddeleri gereğince takibin devamına veya talikine yönelik olması karşısında, bu dava dosyasında çözümü gereken konunun takibin devamı/taliki olduğu anılan bu dava dosyası ile istihkak iddiasının esastan çözüme kavuşturulduğunun kabulü doğru değildir. Bu sebeple; Gerede İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2012/49 Esas sayılı dosyası üzerinden verilen 05.04.2013 tarihli kararın 1 nolu bendinde sayılan menkuller yönünden istihkak talebinin kabulü kararını bu menkuller yönünden takibin talikine, 2. bentte yazılı diğer menkuller yönünden talebin reddine kararını ise takibin devamı kararı niteliğinde olduğunun kabulü gerekir. Buna göre de, Mahkemece, bu karardan sonra açılan davanın istihkak davası koşullarında değerlendirilerek sonuçlandırılması gerekeceğinden Düzce İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2012/49 Esas, 2013/20 K. sayılı kararının temyize konu davada kesin hüküm teşkil etmeyeceğinin kabulü ile işin esasına girilerek ve toplanan deliller değerlendirilerek sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve hatalı değerlendirme ile yazılı biçimde karar verilmesi doğru görülmemiş, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın bozulması gerekmiştir. Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı üçüncü kişi vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün İİK'nun 366. ve HUMK'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 24,30 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 03.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.