Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 19666 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 19026 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : Ankara 1. Aile MahkemesiTARİHİ : 09/05/2013NUMARASI : 2012/705-2013/610S.. A.. ile M.. B.. aralarındaki mal rejiminden kaynaklanan alacak davasının kabulüne dair Ankara 1. Aile Mahkemesi'nden verilen 09.05.2013 gün ve 705/610 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A R Davacı Sema Bayat vekili, boşanma davasına verdiği cevap dilekçesiyle karşı dava dilekçesinde; vekil edenin evlenmeden önce 06 T.... plakalı 1984 model şahin marka arabanın sahibi olduğunu, evlendikten 4-5 ay sonra bu arabayı sattığını, galericiyle sözleşme yaptığını, sözleşmeden kısa bir süre sonra vekil edeninin annesi adına tescil edilen 06 B.... plakalı doğan marka aracın satın alındığını, vekil edeninin annesi tarafından aracın alımı için 3.000 TL kredi çektiğini, bu nedenle aracın tescil kaydının vekil edeninin annesi adına yapıldığını, karşı tarafın arabayı değiştirmek istediğini, tescilin vekil edeninin annesi adına yapılmış olması nedeniyle eşiyle aralarında tartışmalar çıktığını, daha sonra davacının annesi adına kayıtlı bulunan 06 B... plakalı 1996 model toyota coralla ile takas edildiğini, bu arabanın alınabilmesi için vekil edeninin 6 adet burma bileziğini, 3.000 YTL'ye sattığını ve bu parayı davalı-karşı davacı eşine verdiğini, 06 B.... plakalı aracın 6.750 YTL'ye satıldığını, ayrıca vekil edeninin annesinden 6.000 YTL devir işlemleri için para aldığını, aracın tescilini kimsenin haberi olmadan kendi adına yaptığını, arabanın vekil edeninde olduğunu, ancak tescil işleminin de karşı taraf adında bulunduğunu açıklayarak boşanmanın fer'i istekleri yanında 1.000 YTL maddi tazminatın davalıdan tahsili istemiş, boşanma ve karşı davanın görüldüğü 16.07.2009 tarihli yargılama oturumunda ise maddi tazminat isteklerinin eşyalara ilişkin bulunduğunu açıklayarak davalı-karşı davacı S.. A.. vekili sıfatıyla beyanı altına imzası alınmıştır. Davacı Sema vekili 05.03.2013 havale tarihli ıslah dilekçesiyle ıslah isteklerinin kabulüyle fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasını 1.000 TL maddi tazminat miktarının 10.625 TL'ye yükseltilmesini ve bu miktarın dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalı Mustafa'dan tahsiline karar verilmesini istemiştir.Davalı koca tarafından boşanma davası açıldıktan sonra davacı-karşı davalı S.. A..'ın vekilinin açtığı eşyayla ilgili davanın boşanma davasının 05.07.2011 tarihli yargılama oturumu ara kararının 5. bendi uyarınca dosyadan tefrikine karar verildiği ve ayrı bir esasa kaydının yapılması suretiyle eldeki dava olarak yürütülmeye çalışıldığı belirlenmiştir. Tefrikten sonra yapılan tensiple davacı-davalı Sema vekiline duruşma gününün bildirildiği ve Sema tarafından açılan davanın 11.9.2012 tarihli yargılama oturumunda davalı M.. B.. vekili vekillikten çekildiğini ve istifa ettiğini asile tebligatın çıkartılmasını istemiş, beyanı okunup imzası alınmıştır. Davalı Mustafa adına çıkartılan duruşma gününün bildirilmesine ilişkin tebligatın tebligata verilen meşruhata göre ikmal edilmeden iade edildiği ve Mustafa'nın davadan haberi olmadan eldeki eşya davasının yürütüldüğü ve sonuçlandırıldığı anlaşılmıştır. Mahkemece, yapılan yargılama sonunda davacı Sema'nın davasının kabulüyle 11.625 TL'nin davalı Mustafa'dan tahsiline karar verilmesi üzerine hüküm davalı M.. B.. vekili Av.Ü.. A.. tarafından temyiz edilmiştir.Dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler ile davacı Sema vekilinin 02.12.2008 havale tarihli istek ve boşanma davasına cevap dilekçesi, 21.10.2012 tarihli araçların plakalarının yer aldığı dilekçe, 05.03.2013 havale tarihli ıslah dilekçesinin kapsamı, Sema vekililinin 16.07.2009 tarihli boşanma davasının yargılama oturumunda verdiği imzalı beyanı ve diger bilgi ve belgeler birlikte değerlendirildiğinde esasen davacı Sema vekilinin ne istediğinin tam anlaşılamadığı, istenen 1.000 TL maddi tazminhatın eşyayla ilgili olduğunu, boşanma davasının yargılama oturumunda açıkladığı halde, bu eşyaların ne tür eşya olduğu, ev eşyası, çeyiz eşyası, ya da mal rejiminin kapsamına giren eşyalar mı olduğu yönünde bir açıklamada bulunmadığı araçların plakalarından söz edilmekle beraber mal rejimi kapsamında tasfiyesinin yapılması şeklinde bir açıklamanın yer almadığı ancak, dosyadaki bilgi ve belgelerden evlilik birliği içerisinde alınan 06 V.... plakalı aracın bulunduğu, mahkemece de, istenen 1.000 TL'nin sonradan da ıslah yoluyla artırılan 10.625 TL'nin mal rejimine konu hangi malla ilgili olduğu üzerinde durulmadığı, bu hususun davacı Sema vekiline açıklattırılmadığı tespit edilmiştir. O halde öncelikle istenen 1.000 TL maddi tazminatın eşya bedeli olduğunu açıklamakla birlikte sonradan bunun 10.625 TL'ye yükseltildiği hususu ile katkı payı alacağı yada katılma alacağının veya her ikisinin takdir ve tayini olgusu gözetilerek söz konusu paranın mal rejimine konu hangi eşyadan kaynaklandığı ve 06 V... plakalı aracın mal rejimi kapsamında mal rejiminin tasfiyesiyle davacı yararına katkı ya da katılma alacağı miktarına hükmedilmesine ilişkin bulunup bulunmadığı eşyadaki kastının ne olduğu, davacı veya vekilinden sorularak öncelikle bu konunun açıklığa kavuşturulması, mal rejiminin tasfiyesine ilişkin bulunması halinde iddia ve savunma doğrultusunda gerekli delillerin toplanması, mal rejimi tipinin saptanması, gerekirse uzman bilirkişiden rapor alınması ondan sonra işin esası hakkında bir hüküm kurulması gerekmektedir. Öte yandan davacı Sema vekili, ıslah dilekçesiyle toplam 10.625 TL maddi tazminatın hüküm altına alınmasını istediği halde istek dışına çıkılarak HMK'nun 26. maddesine aykırı olarak fazlaya hükmedilmiş bulunması usul ve kanuna aykırıdır. Mahkeme istekle bağlı olup ondan fazlasına ve başka bir şeye karar veremez, ancak az'a hükmedebilir. Yukarıda açıklandığı üzere davalı Mustafa vekili, davadan çekildiği, masraf verdiği ve duruşma gününün Mustafa'ya tebligine ilişkin tebligat parçası ikmal edilmeden gönderildiği mahkemece bilindiği halde bu konu üzerinde durulmaması ve davalının savunma hakkını (Anayasa. m. 36, HMK.m.27) kısıtlamak suretiyle hüküm kurulmuş bulunması da yerinde görülmemiştir.Davalı M.. B.. vekilinin temyiz itirazlarının açıklanan nedenlerle kabulüyle yerel mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK'nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 200.00 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 31.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.