MAHKEMESİ :Aile MahkemesiDAVA TÜRÜ : Katkı payı alacağı ve katılma alacağı ... ile ... aralarındaki katkı payı alacağı ve katılma alacağı davasının reddine dair ... 14. Aile Mahkemesi'nden verilen 28.05.2013 gün ve 1063/390 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARAR Davacı vekili, 1986 yılında evlenen tarafların 2006 yılında yabancı mahkeme kararı ile boşandıklarını, boşanma sırasında davalının mal varlığını gizlemesi nedeniyle denkleştirme yapılamadığını, evlilik boyunca çalışan vekiledenin kazancını davalıya verdiğini, bu şekilde müşterek elde edilen gelirin bir kısmının davalı adına... Bankası ve ... Bankası'nda açılan hesaplarda değerlendirilirken bir kısmı ile ... davalı adına taşınmaz edinildiğini açıklayarak, 01.01.2002 tarihinden önce edinilen taşınmaz ve açılan banka hesapları için katkı payı ve bu tarihten sonrası için katılma alacağının belirlenerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 100.000 Euro karşılığı 170.000 TL'nin yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, taraflar arasındaki boşanma davasında evlilik içinde edinilen malların denkleştirilmesine karar verildiği, davalı adına kayıtlı taşınmazlar miras yoluyla intikal ettiği, boşanmanın davacının başka bir erkekle ilişki kurmasından kaynaklandığı ve ...da yaşayan taraflar ayrı ayrı bütçelere sahip olup katkısı bulunmadığından davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.Mahkemece, tapu kaydına göre taşınmazlar boşanma dava tarihinden sonra edinildiğinden ve davacının katkısı ispatlanmadığından davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar 18.04.1996 tarihinde evlenmişler, 30.09.2005 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin kararın 15.11.2006 tarihinde kesinleşmesi ile boşanmışlardır. Eşler arasındaki mal rejimi TMK'nun 225/son maddesi gereğince boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermiştir. Bu durum karşısında, eşler, başka bir mal rejimini seçtiklerini ileri sürmediklerinden evlilik tarihinden 4721 sayılı Yasa'nın yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar 743 sayılı TKM'nin 170. maddesi gereğince mal aylığı ve bu tarihten boşanma davasının açıldığı 30.09.2005 tarihine kadar 4722 sayılı Kanun'un 10. maddesi gereğince, TMK'nun 202. maddesine göre edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir. Toplanan deliller ve dosya kapsamından temyize konu dava, evlilik birliği içinde 01.01.2002 tarihinden önce edinilen ve davalı adına tescil edilen taşınmazlar ile banka hesapları yönünden 743 sayılı TMK'nun 170. maddesi gereğince katkı payı alacağı ve bu tarihten sonra edinilen taşınmaz ve açılan banka hesapları yönünden 4721 sayılı TMK'nun 202 ve devamı maddeleri uyarınca açılan katılma alacağına ilişkindir. 743 sayılı TKM'nin yürürlükte bulunduğu, 01.01.2002 tarihinden önce eşler arasında yasal mal ayrılığının geçerli olduğu dönemde, karı ve kocanın diğerinden katkı payı karşılığında tazminat isteyebilmesi için mutlaka parasal veya parayla ölçülebilen maddi bir değer koymak suretiyle katkısının bulunması gerekir. Katılma alacağı ise, yasadan kaynaklanmaktadır. Bu tür davalarda, eklenecek değerlerden (TMK'nun m. 229) ve denkleştirmeden (TMK'nun m. 230) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere edinilmiş malın (TMK'nun m. 219) toplam değerinden mala ilişkin borçlar çıkarıldıktan sonra kalan artık değerin (TMK'nun m. 231) yarısı üzerinden (TMK'nun m. 236/1) katılma alacağının hesaplanması gereklidir. Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, dava konusu 126 ada 2 parsel 03.12.2008 tarihinde, 58 ada 1 parsel 25.04.2008 tarihinde, 62 ada 3 parsel 18.04.2008 tarihinde, 67 ada 22 parsel 04.11.2008 tarihinde satış sonucu davalı adına tescil edildiğine,... Bankası ... Şubesi'ndeki...p 29.12.2006 tarihinde ve ... Şubesi'nde bulunan hesap 30.06.2006 tarihinde açılmış olup taşınmazların edinme ve banka hesaplarının açılması boşanma dava tarihinden sonrası gerçekleştiğine, bu mal varlığının TMK'nun 219/ son maddesi gereğince edinilmiş malların yerine geçen değer olduğu ispatlanmadığına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bent dışındaki yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddi ile Usul ve Kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, Davacı vekilinin Merkez Bankasındaki hesaplara ilişkin temyiz itirazlarına gelince, banka kayıtlarından davalı adına 01.01.2002 öncesi ve sonrasında çok sayıda hesap açıldığı saptanmış ise de, mahkemece bu hesaplara ilişkin olumlu yada olumsuz bir karar verilmemiştir. Bu halde dosyada bulunan hesaplar üzerinde uzman bankacı ve hukukçu bilirkişiden oluşacak heyet vasıtasıyla inceleme yaptırılarak, davacı lehine katkı payı ve katılma alacağı bulunup bulunup bulunmadığına dair rapor temin edilerek toplanacak delillerin sonucuna göre bir karar vermek gerekirken bu hususta olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmamış olması doğru değildir. Davacı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerindedir. Kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK'nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve aşağıda dökümü yazılı 24,30 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 0,90 TL'nin temyiz eden davacıdan alınmasına, 30.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.