Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1949 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 14272 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : İstanbul 15. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 14/05/2013NUMARASI : 2012/1670-2013/529Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacılar tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: KARARSair temyiz itirazları yerinde değilse de; T.C.Anayasa'sı, yargılamada aleniyet ilkesini benimsemiştir. Bu nedenle, yargılama açık olarak yapılacak ve yargılama sonunda verilen kararda, HMK'nun 297/son maddesi hükmü gereği, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan haklar, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde açıkça belirtilecektir. Mahkemece, yüze karşı verilen kısa kararda ve gerekçeli kararın hüküm bölümünde; " davanın reddine, bilirkişi raporu doğrultusunda takibin devamına " şeklinde hüküm kurulduğu görülmektedir. Bilirkişi raporuna atıf yapılarak hüküm kurulması mümkün değildir. Kararda, icra emrinde talep edilen alacak miktarlarından hangilerinin ne şekilde düzeltileceğinin açıkça ve infaza elverişli olacak şekilde gösterilmesi gerekir. Yine hükme esas alınan raporda takip tarihi itibariyle istenebilecek alacak miktarının 742.907,74 TL olduğunun bildirildiği, takipte ise 753.773,27 TL talep edildiği halde, davanın kısmen kabulü ve kısmen reddine karar verilmesi yerine, davanın reddi yönünde hüküm oluşturulduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda, Mahkemece, yukarıda belirtilen yasa hükmü ve açıklanan ilkeler gözetilerek hüküm kurulması yerine, yazılı şekilde karar verilmesi usulsüzdür. SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine 10.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.