Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 19466 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 17822 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Kayseri 1. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 04/06/2014NUMARASI : 2013/915-2014/429Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davalı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: K A R A R 1) Şikayete konu edilen faiz kalemleri 3.539,56 TL ve 2.176,27 TL olmak üzere toplamda 5.715,83 TL olup 2014 yılı itibariyle 5.440,00 TL nin üzerinde olduğundan kararın temyiz incelemesi mümkündür. Bu nedenle temyiz isteminin reddine ilişkin Kayseri 1. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 16.07.2014 tarihli temyiz talebinin reddi kararının kaldırılmasına karar verilmekle temyiz incelemesine geçildi. 2) Borçlu vekili İcra Mahkemesi'ne başvurusunda; Kayseri 6. İcra Müdürlüğü'nün 2013/10139 sayılı dosyasında müvekkili şirket hakkında ilamlı takip başlatıldığını, takip konusu ilamda brüt miktarlar üzerinden hükmedilen işçilik alacaklarına, dava tarihinden ve ek dava tarihinden itibaren, ücret alacaklarına en yüksek mevduat faizi oranının, ikramiye alacaklarına ise işletme kredisi faiz oranının uygulanmasına karar verildiğini; ilamda bahsedilen asıl alacakların brüt olduğunu, netleştirilmesi gerektiğini, işlemiş mevduat ve işletme kredisi faiz miktarlarının fazla ve yanlış hesaplandığını, talep edilen oranların fiilen uygulanan oranlar olması gerektiğini, işletme kredisi faiz oranı belirlenirken bu krediyi veren tek bankanın ... Bankası olması nedeniyle hesaplamada da bu bankanın oranının esas alınması gerektiğini, mevduat faizine uygulanan oranların da yanlış olduğunu, takipte istenen oranın fiilen uygulanan oranlar olmadığını, bunun için bankalardan sorulması gerektiğini belirterek icra dosyasında fazla miktarda işlemiş mevduat ve işletme kredisi faizi istenmesine ilişkin işlemlerin kısmen iptalini talep etmiştir.Alacaklı vekili cevap dilekçesinde; takip konusu ilamın Kayseri İş Mahkemesi'nin ilamı olduğunu, ücret alacakları için dava tarihinden itibaren bankalarca uygulanan en yüksek mevduat faizine “4857 S.K.nun 34. maddesi” toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan ikramiye alacaklarının dava tarihinden itibaren 2822 Sayılı Kanun'un 61. mad. hükmü gereğince bankalarca uygulanan en yüksek işletme kredisi faiziyle tahsiline karar verildiğini ve temyiz edilmeyerek kesinleştiğini, bu konuda Yargıtay'ın değişik kararları bulunduğunu, Yargıtayın son içtihatlarına göre mahkemece yapılması gereken işin “hakkın doğum tarihinden itibaren birer yıllık devreler halinde mevduata uygulanan en yüksek faiz oranının” tarafların bildirdikleri bankalardan sorularak sonucuna göre karar vermesi gerektiği şeklinde olduğunu, kendilerinin geçmiş dönem faiz alacakları ile ilgili takipleri olmadığını, borçlunun mevduat faizlerine yönelik itirazlarının yerinde olmadığını, uygulanan mevduat faiz oranları ve işletme kredisi faiz oranlarının 2012 yılında İcra Mahkemelerinde görülen davalarda tespit edilen oranlar olup bu oranlar üzerinden karar verildiğini belirterek haksız şikayetin reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece faiz hesapları yapılmak üzere dosya bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişinin raporu ve ek raporu dosya kapsamına uygun, denetime elverişli bulunduğundan bahisle davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiş; hüküm borçlu vekilince temyiz edilmiştir. Mahkemece ilam içeriğinden tespit edilebilen faiz başlangıç tarihleri ile ilamda hükmedilen faiz türleri nazara alınarak, borçlunun istenen faiz miktarının fahiş olduğuna dair itirazının incelenmesi amacıyla, birer yıllık devreler halinde ve devre tarihlerinin başlangıcında bir yıllık vadeli mevduata bankalarınca fiilen uygulanan en yüksek işletme ve mevduat faiz oranının taraflarca bildirilen bankalardan sorulup tespitinden sonra, akdin feshi tarihinden itibaren takip tarihine kadar istenebilecek faiz miktarının, bilirkişi vasıtasıyla hesaplattırılarak oluşacak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir. Taraflara sorulduğu ve taraflarca banka ismi bildirildiği halde bu oranların değerlendirilmesi ve hesaplanması yönünde denetime elverişli rapor aldırılmadan sonuca gidilmesi yerinde değildir. SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m. 297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 25,20 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 02.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.