Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1928 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 10588 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Aile MahkemesiDAVA TÜRÜ : Katılma AlacağıTaraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARARDavacı ... vekili, dava dilekçesinde belirtilen taşınmazlar, araç ve banka mevduat hesapları nedeniyle mal rejiminin tasfiyesi ile alacak isteğinde bulunmuştur.Davalı ... vekili, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davacının dava konusu taşınmazlara yaptığı katkıyı kanıtlayamadığı, dava dilekçesinde belirtilen aracın davalı adına kayıtlı olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Davacı vekili dava dilekçesinde, tarafların evlilik birliği içinde 5331 ada 17 parselde bulunan 17 nolu bağımsız bölümü, 8138 ada 9 parselde bulunan 1 nolu bağımsız bölümü ve . ... plakalı aracı edindiklerini, ayrıca tarafların evlilik birliği içindeki birikimlerini davalı adına açılan .... ... Şubesi ile .... ... Şubesinde bulunan banka hesaplarına yatırdıklarını açıklayarak tarafların evlilik birliği içinde edindikleri davalı adına kayıtlı olan malların ve birikimlerin tasfiyesine ve malların edinilmiş mallara katılma rejimi ile ilgili mal rejimine göre paylaşt??rılmasına karar verilmesini istemiş, mahkemece 16.12.2014 tarihli yargılama oturumunda davacı vekiline dava dilekçesi ile talep etmiş olduğu taşınmazların hangisine ne kadar katkı yapıldığını belirtir açıklayıcı beyanda bulunması için süre verilmiş, bunun üzerine davacı vekili ibraz ettiği dilekçede, 1 nolu bağımsız bölümün alımında davacıya ait 5 adet bileziğin kullanıldığını, 17 nolu bağımsız bölümün 21.07.2000 tarihinde 5 yıl vadeli banka kredisi kullanılarak alındığını, kredi ödemelerinin bir kısmının 2002 tarihinden sonra olduğunu açıklamıştır. Dava dilekçesi ile mahkemece davacı tarafa açıklayıcı beyanda bulunmak üzere süre ve imkan verilmesi üzerine ibraz edilen açıklama dilekçesindeki beyanlar nazara alındığında dava, mal rejiminin tasfiyesi ile katkı payı alacağı ile katılma alacağı isteğine ilişkindir.Eşler, 05.07.1985 tarihinde evlenmiş, 14.07.2010 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (TKM 170.m), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir(4722 sayılı yasanın 10, TMK 202/1.m). Tasfiyeye konu 1 nolu bağımsız bölüm ve 17 nolu bağımsız bölüm sırasıyla, eşler arasında mal ayrılığının rejiminin geçerli olduğu 01.04.1992 ve 21.07.2000 tarihlerinde satın alınarak, davalı eş adına tescil edilmiştir. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı olduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır(4721 s.lı TMK 179 m).Mahkemece davacının dava konusu taşınmazlara yaptığı katkıyı kanıtlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de; bu karara katılma olanağı bulunmamaktadır. Şöyle ki; davacı tarafça ibraz edilen 31.12.2014 havale tarihli açıklama dilekçesindeki iddialar ile ilgili olarak mahkemece herhangi bir inceleme ve araştırma yapılmamıştır. Bundan ayrı, davacı vekili tarafından ibraz edilen 27.03.2014 havale tarihli dilekçedeki talebe istinaden muhtelif sayıda bankaya yazılan müzekkere cevapları dosyaya celp edildiği halde mahkemece banka mevduat hesaplarındaki paralar ile ilgili olumlu olumsuz herhangi bir karar verilmemiştir. Ayrıca, her ne kadar dava dilekçesinde ve tensip tutanağında.... plakalı aracın dava konusu olduğu belirtilmiş ise de, dosya içerisinde bulunan Emniyet Genel Müdürlüğü bilgilerine göre mahkeme tarafından 20.07.2010 tarihinde.... plakalı araç kaydına tedbir konulduğu anlaşıldığına göre araç plakasının son rakamı ile ilgili maddi hatanın mahkeme tarafından da tedbir konulmak suretiyle kabul edildiği anlaşıldığına göre, talep doğrultusunda iddia ve savunma ile ilgili toplanan ve toplanacak olan taraf delillerine göre araştırma ve inceleme yapılarak hüküm kurulması gerekirken dosya kapsamına uymayan düşüncelerle usul ve kanuna aykırı şekilde davanın reddine karar verilmiş olması doğru görülmediğinden bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının yukarıda açıklanan nedenlerle kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 16.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.