Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 19212 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 16646 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Aile MahkemesiDAVA TÜRÜ : Katkı payı alacağı ... ile ... aralarındaki katkı payı alacağı davasının kabulüne dair Ankara 3. Aile Mahkemesi'nden verilen 10.04.2013 gün ve 1190/425 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı vekili, evlilik birliği içerisinde edinilen 1429 ada 3 parsel sayılı taşınmazda kayıtlı 6 nolu bağımsız bölüme, ... plakalı araca ve ayrılmadan kısa bir süre önce yeniledikleri ev eşyalarına çalışarak elde ettiği geliri ile katkısı sebebiyle fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak şimdilik 10.000 TL'nin dava tarihinden itibaren faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, 14.7.2010 tarihinde harcını yatırmak suretiyle sunulan ıslah dilekçesinde talep miktarını 30.000 TL'ye yükselterek bu miktarın dava tarihinden itibaren faizi ile birlikte tahsilini istemiştir. Aynı dilekçe ile araç ve ev eşyalarına ilişkin davayı atiye bıraktıklarını bildirmiştir. Davalı vekili, tarafların çocuk sahibi olmak için çok para harcadıklarını, gerek evin gerekse aracın satışından gelen parayı birlikte değerlendirdiklerini, davacının katkısı bulunmadığını açıklayarak davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, her iki tarafın çalıştığı, gelirlerinin esas alınarak tarafların katkı oranların??n belirlendiği gerekçesiyle davanın kabulüne, 30.000 TL katkı payının dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.Dosyadaki bilgi ve belgelerden; tarafların, 28.12.1990 tarihinde evlendikleri, 22.09.2008 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 24.07.2009 tarihinde kesinleşmesiyle boşandıkları, 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihinden sonra bir yıl içinde başka mal rejimi seçilmediğinden, yanlar arasında evlenme tarihinden bu tarihe kadar 743 sayılı TKM’nin 170. maddesi uyarınca mal ayrılığı, bu tarihten boşanma davasının açıldığı 22.09.2008 tarihine kadar yasal edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir. (TMK'nun 202, 4722 s.K.10 m.). Taraflar arasındaki mal rejiminin, boşanma davasının açıldığı tarihte sona erdiği (TMK'nun 225/2), dava konusu 1429 ada 3 parsel sayılı taşınmazda bulunan 6 nolu bağımsız bölümün kooperatife üye olunarak 1995-2000 yılları arasında edinildiği, tapu kaydının ise ferdileşme suretiyle 31.12.2003 tarihinde davalı ... adına oluştuğu anlaşılmaktadır. Davalı, dava konusu taşınmazı 28.08.2008 tarihinde 3. kişiye satış suretiyle tapudan devretmiştir. Her ne kadar tapuda 31.12.2003 tarihinde davalı adına kayıt oluşmuş ise de taşınmazın 01.01.2002 tarihinden önce edinildiği tarafların beyanları ve dosya kapsamından anlaşılmaktadır.Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve taktirde bir isabetsizlik bulunmadığına, her iki eşin çalışarak belirli bir gelire sahip oldukları dosya kapsamıyla saptandığına, çalışan eşin diğer eşin edindiği mala katkı yaptığının, öteden beri sapma göstermeyen Dairenin kararlarıyla kabul edildiğine, davalının tüp bebek tedavisi nedeniyle dava konusu taşınmazlardan ev ile aracın satılarak parasının bu masraflara harcandığı iddiasının ispat edilemediğine, alınan uzman bilirkişi raporları ile davacının katkı payı alacağının belirlendiğine, bu tür davalarda fedakarlığın denkleştirilmesi ve hakkaniyet kuralının da gözetilmesi gerektiğine göre, davalının aşağıda belirtilen husus dışındaki sair temyiz itirazlarının reddi ile Usul ve Kanuna uygun olan hükmün esasa ilişkin bölümünün ONANMASINA, Dava dilekçesi ile mal rejiminin tasfiyesi kapsamında fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 10.000 TL katkı payı alacağının yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili istenilmiştir. Davacı vekili, yargılama sırasında 07.09.2012 tarihinde harcını yatırarak sunduğu dilekçe ile istek sonucunu ıslah ederek, eldeki davada istek miktarını 20,000 TL daha arttırarak 30.000 TL'ye yükseltmiş; bununla birlikte ıslah ile arttırılan miktar bakımından da faiz isteğinde bulunmuştur. Mahkemece, 30.000 TL'nin dava tarihinden geçerli olmak üzere yasal faiziyle birlikte davalıdan alınmasına karar verilmiştir. Bu durumda, dava dilekçesinde yazılı 10,000 TL için dava tarihinden, ıslahla artırılan ve hükmedilen ilave 20.000 TL için ise ıslah tarihinden (07.09.2012) geçerli olmak üzere yasal faiz yürütülmesi gerekirken davalı aleyhine olacak şekilde ve ıslahla artırılan miktarı da kapsayacak biçimde alacağın tamamına dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesi doğru görülmemiştir.Davalı vekilinin buna ilişkin temyiz itirazlarının kabulüne, yerel mahkemece hükmünün faiz başlangıcına ilişkin bölümünün yukarıda açıklandığı üzere ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK'nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 512,35 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 27.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.