Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 19211 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 15453 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Karşıyaka 1. Aile MahkemesiTARİHİ : 11/03/2013NUMARASI : 2011/539-2013/156T.. B.. ile H.. B.. aralarındaki katılma alacağı davasının reddine dair Karşıyaka 1. Aile Mahkemesi'nden verilen 11.03.2013 gün ve 539/156 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A R Davacı vekili, 31.05.2011 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; tarafların 18.07.2000 tarihinde evlendiklerini, bu evlilikten 13.11.2000 doğumlu Selinay isimli çocuğun dünyaya geldiğini, dava konusu taşınmazın davalı tarafından 1995 yılında satın alındığını, taşınmazın tapu kaydında iki katlı ev olarak niteliği yazılı ise de, bu taşınmazın üzerindeki evin üçüncü katının 01.01.2002 tarihinden sonra davacının maddi desteği ile yapıldığını, dolayısıyla bu kısımda davacının eşit oranda hakkı bulunduğundan tasfiye tarihindeki değerin yarısının vekil edenine ait olduğu için fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere şimdilik 5000 TL'nin tasfiyenin sona erdiği tarihten itibaren yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, söz konusu taşınmazın davalı tarafından 1992 yılında satın alındığını, davacının iddia ettiği üçüncü katın 2002 yılından önce yapıldığını, davacının herhangi bir katkısının olmadığını, esasen üçüncü katın natamam ve kaçak olduğundan davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, dava konusu yapılan üçüncü katın ruhsatsız ve kaçak olduğundan belediye tarafından yıkımı için encümen kararı alındığı ve para cezası kesildiği, esasen evlilikten önce yapılan ve evlilikten sonra tamamlanan kaçak inşaatlar da dahil ev hanımı olan davacının bir katkısının olmadığı, kaldı ki, imara aykırı kaçak yapıların yıkılması gerekeceğinden bu yerlerle ilgili olarak yaratılan ekonomik değerlerin korunmasının söz konusu olmayacağı ve yapılan bu kaçak evle ilgili ayni ve şahsi hak talep edilemeyeceğinden davanın reddine karar verilmiştir.Hüküm süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Toplanan deliller, tüm dosya kapsamı ve özellikle ekte bulunan Karşıyaka 3. Aile Mahkemesinin karar kapsamına göre; davacı T.. B..'ın, davalı H.. B.. aleyhine 31.5.2011 tarihinde açmış olduğu boşanma davasının; H.. B..'ın, T.. B.. aleyhine açmış olduğu karşılık boşanma davası ilk dosya ile birleştirilmiş, yapılan yargılamalar sonucunda tarafların eşit kusurlu oldukları belirlenmekle davacı ve davalının davaları yerinde görülmüş olup, TMK.nun 166/1. maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına 16.7.2012 tarihinde karar verilmiştir. Söz konusu karar temyiz edilmiş, ancak, Yargıtay 2. HD.nin 27.3.2013 gün ve 2012/22694 E, 2013/8386 Karar sayılı ilamıyla onanmıştır. Karar düzeltme talebi 19.6.2013 günü reddedilmiştir ve yerel mahkeme kararı aynı tarihte kesinleşmiştir. Eldeki dava, 31.5.2011 tarihinde açılmıştır. Dava konusu 60609 ada 6 nolu parsele ilişkin tapu kaydı getirilmiştir. 124 m2 miktarlıdır. 2 katlı ev niteliğindedir. İmar yoluyla tam mülkiyet üzere 18.7.1995 tarihinde A.. B.. oğlu H.. B.. adına tescilli olduğu görülmüştür. Ulukent Belediye encümeninin 27.06.2002 tarih 2002/176 sayılı encümen kararının ve aynı belediyenin Yapı Tatil Zaptının onaylı birer suretinin getirilerek dosya içerisine bırakıldığı görülmüştür. Davacı tanığı N.. B..dinlenmiştir. Beyanında özetle; tarafların 2000 yılında evlendiklerini, 1995 yılında satın alınan taşınmaz üzerine davacının ziynet eşyaları, birikmiş parası ile katkıda bulunarak söz konusu dairenin inşaa edildiğini, esasen davacının tekstilde, fabrikalarda sürekli çalıştığını söylemiştir. Davalı tanığı İ.. C.. duruşmada alınan beyanında özetle; tarafların 18.07.2000 tarihinde evlendiklerini söz konusu kaçak yapının 2002 yılında tamamlandığını, davacının ev hanımı olduğunu açıklamıştır. Davalı tanığı Alp Arslan duruşmadaki beyanında; diğer tanık gibi açıklamalarda bulunmuştur. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre, taraflar 18.7.2000 tarihinde evlenmiş, 31.05.2011 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin kararın yasal yollardan geçerek 19.6.2013 tarihinde kesinleşmiştir. Sözleşmeyle başka bir mal rejimi seçilmediğinden eşler arasında evlenme tarihinden 01.01.2002 tarihine kadar TKM'nin 170. maddesi uyarınca mal ayrılığı, bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar ise, yasal edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir. Somut olaya gelince; eldeki dava 3194 sayılı İmar Kanunu ya da 2981/3290 sayılı İmar Affı Yasası'na göre, kaçak olarak yapılmış ve konuyla ilgili encümen kararıyla Yapı Tatil tutanağı düzenlenmiş, dava konusu yerin mevzuata uygun hale getirilmesine ilişkin bir dava türü değildir. Bu nedenle eldeki dava nedeniyle söz konusu taşınmaz üzerindeki binanın üçüncü katının veya tamamının imar kanununa aykırı kaçak ve ruhsatsız olmasının bir önemi yoktur. Bu konu yerel mahkeme kararında da olduğu üzere 15. HD'nin o daireye gelen uyuşmazlıklar nedeniyle önem arz etmektedir. Hal böyle olunca, söz konusu kaçak yapının inşaa edildiği tarihin dosyada mevcut taraf tanıklarının anlatımları ve ilgili belediyece düzenlenmiş olan encümen kararıyla Yapı Tatil tutanağındaki tarihlerdende yararlanılarak davacının katkı ya da katılma alacağının bulunup bulunmadığının işin uzmanı bilirkişi aracılığıyla belirlenerek hasıl olacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, hukuki nitelendirmede yanılgıya düşülerek yazılı olduğu üzere karar verilmesi isabetsizdir. Davacı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerindedir. Kabulüyle mahalli mahkeme kararının 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK'nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 24,30 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 27.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.