Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 192 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 21933 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :İcra Hukuk MahkemesiDAVA TÜRÜ : ŞikayetYukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davalı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: K A R A R Borçlu vekili, icra emrinin vekil varken asile tebliğ edildiğini, vekil ile takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılmasının yasal zorunluluk olduğunu, icra emrinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, nafaka alacağının tahsiline yönelik olarak başlatılan ilamlı takipte, icra emrinin dayanak kararda borçlu ... vekili olarak ismi gösterilen, ayrıca takip talebinde de alacaklı tarafça borçlu vekili olarak gösterilen vekile tebliği gerekirken asile tebliğ edildiği gerekçesi ile şikayetin kabulüne karar verilmiş, hüküm alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Borçlu hakkında Dörtyol İcra Müdürlüğü'nün 2016/1218 Esas sayılı dosyası ile alacaklı vekili tarafından ilamlı icra takibi başlatıldığı, icra emrinin borçlu asile 18/03/2016 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmıştır.HMK'nun 73, 81, 82, 83, Avukatlık Kanunu'nun 41., Tebligat Kanunu'nun 11. maddeleri gereğince vekille takip edilen işlerde vekile tebligat zorunludur. Anılan bu düzenlemeler gereğince tebligatın vekile yapılması ile yasal süreler işlemeye başlar, yine bu tarihe göre takip kesinleştirilerek takibe devam işlemleri yapılır.Ne var ki vekile tebliğ zorunluluğunun bulunması asile tebligat yapılması lüzumunu ortadan kaldırmaz. Şöyle ki, 2004 sayılı İcra-İflas Kanunu'nun 76. maddesinde mal beyanında bulunmamak suçu, 338. maddesinde düzenlenen hakikate muhalif beyanda bulunma suçu gibi icra-iflas suçlarında borçlunun cezalandırılabilmesi için icra emrinin borçlunun vekiline değil, kendisine tebliğ edilmiş olması gerekir. (Prof. Dr. Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, 6. baskı, cilt 2, sh: 1280) Cezaların şahsiliği kuralı gereğince borçlu asilin cezai yönden sorumlu tutulabilmesi için icra emrinin borçlu asile tebliği zorunludur. Bu durumda icra emrinin asile tebliğ işlemi usulsüz olmayıp, vekile de tebliğ edilmemesi noktasında tebliğ işlemi eksikliği söz konusudur. O halde Mahkemece, icra emrinin vekile tebliği suretiyle eksikliğin ikmali yönünde hüküm kurulması gerekirken, yazılı gerekçeyle şikayetin kabulü ile borçlu asile çıkarılan icra emri tebliğ işleminin iptaline karar verilmesi doğru değildir. SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK'nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 29,20 TL peşin harcın temyiz edene iadesine, 16/01/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.