Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 19155 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 13473 - Esas Yıl 2015





İNCELENEN KARARINMAHKEMESİ : Giresun 1. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 16/10/2014NUMARASI : DAVACI : HazineDAVALI : İ.. İ.. vs.DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve YıkımHazine ile İ.. İ.. ve ihbar olunan Karayolları Genel Müdürlüğü aralarındaki Tapu İptali ve Tescil davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair Giresun 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 16.10.2014 gün ve .... sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı Hazine vekili ile davalı İ.. İ.. vekili taraflarından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A RDavacı Hazine vekili, dava dilekçesinde özetle; davalılara ait ... ada ... parsel sayılı taşınmazın kıyı kenar çizgisinin deniz yönünde kaldığını açıklayarak davalılar adına olan tapu kaydının iptaliyle kıyı olarak terkinine, üzerinde bulunan yapıların kal'ine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalılar, ayrı ayrı davanın reddine karar verilmesini savunmuşlardır.Mahkemece, davanın kısmen kabul, kısmen reddi ile, dava konusu ... ada ... parsel sayılı taşınmazın 13/03/2008 tarihli harita mühendisi bilirkişi raporuna ekli krokide A harfi ile gösterilen 2.386,82 m²'lik kısmının kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığı gerekçesiyle bu kısmın tapu kaydının iptaliyle tapudan terkinine, fazlaya ilişkin talebin ve yıkım talebinin reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı Hazine vekili davalı Giresun İ.. İ.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporları hüküm kurmaya elverişli değildir. Söz konusu raporlar incelendiğinde; keşfe katılan 2 jeoloji mühendisi bilirkişi, 1 harita mühendisi bilirkişi ile 1 şehir plancısı tarafından sunulan 03.03.2006 tarihli bilirkişi kurulu raporunda, idarece belirlenen 1984 tarihli kıyı kenar çizgisinin doğruluğunun denetlenmesi için sondaj ve jeolojik etüt yapılması gerektiği belirtilmiş, mahkemece ikinci kez yapılan keşfe 1 jeofizik mühendisi bilirkişi ile 1 harita mühendisi bilirkişi katılmış, dosyaya sunulan 25.03.2008 tarihli jeofizik mühendisi bilirkişi raporunda gözleme dayalı değerlendirmeler yapılmış ve idarece belirlenen kıyı kenar çizgisinin doğru olduğu bildirilmiştir. İdarece belirlenen kıyı kenar çizgisi harita mühendisi bilirkişi tarafından dava konusu taşınmaza uygulanmış ve buna göre hüküm kurulmuştur. Uzman bilirkişilerle usulüne uygun şekilde kıyı kenar çizgisi tespiti yapılmadan yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır. .//..O halde mahkemece yapılacak iş; önceki bilirkişilerden farklı 3 jeolog ya da jeomorfolg, 1 harita mühendisi ve 1 ziraat mühendisinden oluşacak bilirkişi kuruluyla yeniden dava konusu taşınmazda keşif yapılması, taşınmazın farklı noktalarında gözlem çukurları açılarak bu çukurlardan alınan verilerin incelenmesi, açılan gözlem çukurlarının harita üzerinde işaretlenerek gösterilmesi ve topoğrafik memleket haritalarından da yararlanılarak kıyı kenar çizgisinin tespit edilmesi, keşfen tespit edilen kıyı kenar çizgisi ile Bakanlık tarafından onaylanan kıyı kenar çizgisinin fen bilirkişi tarafından kroki üzerinde gösterilmesi, her ikisinin çakışmaması halinde çelişkinin nedenlerinin bilimsel verilere dayalı olarak bilirkişiye açıklattırılması, ayrıca 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasa'nın 16. maddesiyle 3402 sayılı Yasa'nın 36. maddesine bazı ilaveler getiren 36/A maddesi hükmüne göre kadastro işlemleri sebebiyle açılan davalar nedeniyle, yargılama giderlerinden ve avukatlık ücretinden davalı tarafın sorumlu tutulamayacağı hususunun da gözetilmesi, Mahkemece bu konudaki görüşünün ortaya konulması ve ondan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesinden ibarettir. Bu hususlar gözetilmeden eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulüyle, usul ve yasaya uygun bulunmayan hükmün 6100 sayılı HMK'nın Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK'un 440/1 maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 26.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.