MAHKEMESİ : İstanbul 10. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 27/11/2013NUMARASI : 2013/766-2013/951Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:KARARSair temyiz itirazları yerinde değil ise de;Takip dayanağı İstanbul 27.Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2012/13 Esas ve 2013/18 Karar sayılı ilamında, “...30.628,42 Euro'nun 12.11.1999 tarihinden 13.02.2000 vade tarihine kadar yıllık %20 oranında akdi faiz uygulanarak, bu tarihten tahsile kadar ise 3095 sayılı Yasa'nın 4/a maddesi gereğince faiz yürütülerek davalıdan tahsiline” karar verilmiştir.Bu ilamla başlatılan takipte, borçlunun faize itirazı üzerine Mahkemece, bilirkişiden alınan rapora göre fazla istendiği tespit edilen faizin iptaline karar verilmiş; borçlu vekilince karar temyiz edilmiştir.3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun'un, 3678 sayılı Yasa ile değişik 4/a maddesinde; sözleşmede daha yüksek akdi veya gecikme faizi kararlaştırılmadığı hallerde, yabancı para borcunun faizinde, devlet bankalarının o yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranının uygulanacağı belirtilmiştir.Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası tebliğleri gereğince, bankalar uygulayacakları azami faiz oranlarını serbestçe tespit ederek Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası'na bildirmek zorundadırlar. Bildirilen bu oranlar, bankaların mevduat kabulünde uygulayabilecekleri azami oranlar olup, fiilen uyguladıkları oranlar ile farklılık gösterebilmektedir.Somut olayda, hükme esas alınan raporda bilirkişi; TCMB'nın Türkiye Barolar Birliği'nin talebi üzerine bankaların 2000-2011 yılları arası dönemde fiilen uyguladıkları oranları tespit ederek bildirdiğine ilişkin üst yazı ve ekindeki oranların, 2012 yılı için de kendisi tarafından temin edilen Ziraat, Halk ve Vakıflar Bankası faiz oranlarını nazara alarak istenebilecek faizi hesap ettiği anlaşılmaktadır.O halde Mahkemece, ilam ve Yasa maddesi nazara alınarak Devlet bankalarının takip konusu yabancı paraya fiilen uyguladığı en yüksek faiz oranlarının ilgili Bankalar Genel Müdürlükleri'nden sorularak tespiti ile bu oranlar esas alınarak faiz hesabı yapılması ve sonuca gidilmesi gerekirken, bilirkişinin temin ettiği oranlara göre yaptığı hesaplamanın kabul edilerek hüküm kurulması isabetsizdir.SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile hükmün yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine23.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.