MAHKEMESİ : Karapınar Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 05/03/2014NUMARASI : 2012/120-2014/60A.. Y.. ile H.. Y.. aralarındaki katılma alacağı davasının kısmen reddine, kısmen kabulüne dair Karapınar Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 05.03.2014 gün ve 120/60 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARARDavacı vekili, evlilik birliği içerisinde edinilen dava dilekçesinde belirtmiş olduğu üç adet taşınmaz ile ilgili olarak davacı adına olan tapu kayıtlarının yarı hisselerinin iptali ile davacı adına tescilini, bu talebin mümkün olmaması durumunda taşınmazların yarısının bedelinin ve yine dava dilekçesinde belirtmiş olduğu 13 adet büyükbaş hayvana ilişkin alacağın davalıdan tahsilini talep etmiştir.Davalı vekili, dava konusu edilen taşınmazlardan 29 parselin 2002 öncesi sahip olduğu dava dışı taşınmaz ile trampa edilmesi neticesinde edinildiğini, diğer iki adet taşınmaz ile büyükbaş hayvanların ise babası tarafından alındığı, bu nedenle kişisel mal olduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.Mahkemece, tapu iptal ve tescil talebinin reddine, alacak talebinin ise kısmen kabulüne karar verilmesi üzerine; hüküm, süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 sayılı HMK 33. m). İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, artık değere katılma alacağı isteğine ilişkindir.Artık değere katılma alacağı ise; eklenecek değerlerden (TMK 229.m) ve denkleştirmeden (TMK 230.m) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere, eşin edinilmiş mallarının (TMK 219.m) toplam değerinden, bu mallara ilişkin borçlar çıktıktan sonra kalan artık değerin (TMK 231.m) yarısı üzerindeki diğer eşin alacak hakkıdır (TMK 236/1.m). Katılma alacağı Yasa'dan kaynaklanan bir hak olup, bu hakkı talep eden eşin gelirinin olmasına veya söz konusu mal varlığının edinilmesine, iyileştirilmesine ya da korunmasına katkıda bulunulmasına gerek yoktur.Artık değere katılma alacak miktarları hesaplanırken, mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan malın, bu tarihteki durumuna göre, ancak tasfiye tarihindeki sürüm (rayiç) değeri esas alınır ( TMK 227/1, 228/1, 232 ve 235/1 m.). Yargıtay uygulamalarına göre, tasfiye tarihi karar tarihidir. Belirli bir malın eşlerden birine ait olduğunu iddia eden kimse, iddiasını ispat etmekle yükümlüdür. Eşlerden hangisine ait olduğu ispat edilemeyen mallar onların paylı mülkiyetinde sayılır. Bir eşin bütün malları, aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal olarak kabul edilir (TMK'nun 222 m). Yukarıdaki değer tespiti, belirleme ve hesaplamaların yapılabilmesi için gerek görülürse, konusunun uzmanı bilirkişi veya bilirkişilerden de yardım alınmalıdır.Somut olaya gelince; eşler, 26.02.1996 tarihinde evlenmiş, 01.02.2010 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, 16.05.2011 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (743 sayılı TKM 170.m), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı yasanın 10, TMK 202/1.m). Tasfiyeye konu 115 ada 29 parsel numaralı tarla 19.08.2005 tarihinde üçüncü kişiden satış yolu ile, 115 ada 33 parsel numaralı tarla 13.10.2006 tarihinde üçüncü kişiden satış yolu ile, 195 parsel numaralı tarla 19.06.2007 tarihinde üçüncü kişiden satış yolu ile davalı adına tapuya tescil olmuştur. Mal rejiminin sona erdiği tarih itibariyle davalı adına kayıtlı 4 adet büyükbaş hayvan bulunmaktadır. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK 179.m). 1-Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine, takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.2-Davacı vekilinin 115 ada 29 ve 195 parsellere yönelik temyiz itirazlarına gelince; Dava konusu edilen 115 ada 29 parsel ile trampa edildiği iddia edilen dava dışı 511 parsel numaralı taşınmaza ilişkin tapu kayıtlarının incelenmesinde; dava dışı 511 parselin 05.12.1997 tarihinde satış yolu ile davalı adına tapuya tescil edilip, 21.02.2003 tarihinde aynı zamanda dosyada tarafların ortak tanığı olan A.. O..'a satıldığı anlaşılmaktadır. Trampa edildiği iddia edilen 29 parselin ise A.. O.. tarafından davalıya devredildiği tarih ise 19.08.2005 tarihi olup; 511 numaralı parselin devir tarihinden yaklaşık iki buçuk yıl sonrasıdır. Bu temlik durumu karşısında, davalının trampa ve kişisel mal iddiasına değer verilmemesi gerekir. Dava konusu edilen 195 parselin ise davalının babası tarafından alındığı bu nedenle kişisel mal olduğuna ilişkin dosyadaki tanık beyanlarının soyut ve inandırıcı değildir. Savunmayı doğrulayan başkaca delil de bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle; her iki taşınmazın da “edinilmiş mal” niteliğinde olduğunun kabulü ile yukarıda belirtilen yasal düzenleme ve ilkeler gözetilerek davacının katılma alacağının hesaplanması için gerekli işlem ve incelemelerin yapılarak, gerçekleşecek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken; yazılı şekilde hüküm tesisi doğru değildir.3-Davacı vekilinin büyükbaş hayvanlara yönelik temyiz itirazlarına gelince; Dosyada mevcut 16.05.2013 tarihli veteriner hekim raporundan, taraflar arasında mal rejiminin sona erdiği tarih itibariyle .., .., .., .. kulak küpe numaralı olmak üzere toplam (4) adet büyükbaş hayvan olduğu hususu sabit olmuştur. Durum böyleyken (4) adet hayvan yerine gerekçesi belirtilmeksizin sadece iki adet büyükbaş hayvan esas alınarak yapılan 01.11.2013 tarihli hatalı bilirkişi raporuna dayalı olarak davacı yararına mahkemece eksik katılma alacağına hükmedilmesi de doğru olmamıştır.SONUÇ: Temyiz olunan hükmün yukarıda (2) ve (3) nolu bentte gösterilen sebeplerle 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının ise yukarıda 1.bentte gösterilen sebeple reddine, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK'nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 50,20 TL peşin harcın istek halinde davacıya iadesine 21.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.