Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 18755 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 10773 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ : Antalya 3. Aile MahkemesiTARİHİ : 11/02/2014NUMARASI : 2012/193-2014/98B.. D.. ile Ö.. D.. aralarındaki mal rejiminin tasfiyesi davasının kabulüne dair Antalya 3. Aile Mahkemesi'nden verilen 11.02.2014 gün ve 193/98 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A RDavacı vekili, evlilik birliği içerisinde edinilen dava dilekçesinde belirtmiş olduğu davalı adına kayıtlı .. .. nolu banka hesabında bulunan paranın yarısının davalıdan tahsilini talep etmiştir.Davalı vekili, davacının katkısının bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmesi üzerine; hüküm davalı vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir.Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 sayılı HMK 33. m). İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, artık değere katılma alacağı isteğine ilişkindir.Mal rejiminin devamı süresince, bir eşin sahip olduğu edinilmiş malda, diğer eşin artık değerin yarısı oranında katılma alacak hakkı vardır. Artık değere katılma alacağı; eklenecek değerlerden (TMK 229.m) ve denkleştirmeden (TMK 230.m) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere, eşin edinilmiş mallarının (TMK 219.m) toplam değerinden, bu mallara ilişkin borçlar çıktıktan sonra kalan artık değerin (TMK 231.m) yarısı üzerindeki diğer eşin alacak hakkıdır (TMK 236/1.m). Katılma alacağı Yasa'dan kaynaklanan bir hak olup, bu hakkı talep eden eşin gelirinin olmasına veya söz konusu mal varlığının edinilmesine, iyileştirilmesine ya da korunmasına katkıda bulunulmasına gerek yoktur. Artık değere katılma alacak miktarı hesaplanırken, mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan malların, bu tarihteki durumlarına göre, ancak tasfiye tarihindeki sürüm(rayiç) değerleri esas alınır (TMK 227/1, 228/1, 232 ve 235/1. m). Yargıtay uygulamalarına göre, tasfiye tarihi karar tarihidir. Belirli bir malın eşlerden birine ait olduğunu iddia eden kimse, iddiasını ispat etmekle yükümlüdür. Eşlerden hangisine ait olduğu ispat edilemeyen mallar onların paylı mülkiyetinde sayılır. Bir eşin bütün malları, aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal olarak kabul edilir (TMK 222. m).Yukarıdaki değer tespiti, belirleme ve hesaplamaların yapılabilmesi için gerek görülürse konusunun uzmanı bilirkişi veya bilirkişilerden de yardım alınmalıdır.Somut olaya gelince; eşler, 06.06.2009 tarihinde evlenmiş, 26.03.2010 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, 09.02.2012 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı yasanın 10, TMK 202/1.m). Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK 179.m). Açıklanan yasal düzenleme ve ilkeler gözönüne alınarak yapılan incelemede; Dosya kapsamı ve toplanan tüm deliller kapsamından ve davalının mahkemeye sunduğu 08.09.2009 tarihli T.C Ziraat Bankası dekontundan da anlaşıldığı üzere; davalıya 2.936,10 TL Emekli Sandığı mevzuatı çerçevesinde Kurumca " çeyiz yardımı" ödemesi yapıldığı hususu sabittir. Bu para; davalının kişisel malı niteliğindedir. Katılma alacağının hesaplanmasında davalı yararına denkleştirme için dikkate alınması gerekmekte ise de, mahkemece; bu paranın dava konusu banka hesabındaki para içerisinde olup olmadığı hususu açıklığa kavuşturulmamış alacak talep edilen banka hesap hareketlerine ilişkin kayıtlar getirtilmiş ancak hesabın işleyişi, çeyiz yardımı olan paranın yine davalı adına olan aynı bankadaki .. hesap nolu vadesiz hesapa yatırılıp, burdan da dava konusu edilen .. nolu vadeli hesaba aktarılmış olup olmadığı yönünde bir inceleme yapılmamıştır. O halde Mahkemece, ilgili hesap dökümlerinin bulunduğu yerden getirtilip, gerektiğinde bir bankacı bilirkişi ile ilgili hesap hareketleri üzerinde inceleme yaptırılarak talebe konu hesaptaki paranın içerisinde davalının anılan " çeyiz yardımı " parasının mevcut olup olmadığının araştırılıp, çeyiz yardımı var ise, hesaptaki paradan, bu miktarın dışında kalan kısmın katılma alacağı için tasfiyeye tabi tutulması gerekirken; eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış; bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Davalı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK'nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 60,85 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 21.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.