Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 1870 - Karar Yıl 2000 / Esas No : 1607 - Esas Yıl 2000
Muhittin ve Hacı ile Hazine ve T.... Köyü Muhtarlığı aralarındaki tapu İptali ve tescil davasının reddine dair (Kozluk Asliye Hukuk Hakimliği)nden verilen 07/04/1999 gün ve 548-45 sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesi Davacılar vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:Davacılar, zilyetlik hukuki nedenine dayanarak kadastroca mera olarak sınırlandırılan dava konusu 409 parsele ait tesbitin iptali ile adlarına tescilini istemişlerdir. Mahkemece, davacıların tesbitin kesinleştiği 1986 tarihinden itibaren dava tarihine kadar 20 yıllık zilyetlik ve iktisap süresinin dolmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava konusu 409 parsel numaralı taşınmaz; 30/10/1986 tarihinde yapılan kadastro tespit işlemi sonrası mera olarak sınırlandırılmış ve tutanak 20/03/1992 tarihinde kesinleşmiştir. Dava sınırlandırmanın iptali ile davacılar adına tescil talebine ilişkin bulunduğuna göre istek MK.nun 639/1 ve 3402 sayılı Yasanın 14. maddesi kapsamına giren tescil niteliğindedir. Bu nedenle iddia ve savunmanın tespit tarihinden önceki dönem ve süre yönünden araştırılması gerekir. Mahkemenin, taşınmazın 1986 yılında mera olarak tespiti yapılmış olup davacıların bu tespite itirazlarının olmadığı, tutanağının 1992 tarihinde kesinleştiği, bu durumda davacıların kadastro öncesi zilyetliklerinin olamayacağı ve zilyedliklerinin ancak kadastro sonrasına yöneltilebileceği, kadastro sonrası zilyetliğin ise 20 yıllık iktisap süresine ulaşmadığı ve bu nedenlerle davanın reddinin gerekli olduğuna dair gerekçesi ve düşüncesi Yasaya uygun değildir. Mahkemenin gerekçesinde dayanak yaptığı Dairemizin 15/09/1998 tarihli kararı tespit dışı bırakılan yerlerle ilgilidir. Mahkeme öncelikle bu yönden yanlışa düşmüştür. Dava konusu 409 parsel tespit dışı bırakılan yerlerden değildir. Kadastroca tespit işlemlerine tabi tutulmuş, tutanağı düzenlenmiş, mera olarak sınırlandırması yapılmış ve tutanak kesinleşmiştir. Mahkemenin kararına dayanak yaptığı Dairemiz kararı ise tespit dışı bırakılan yerlerle ilgilidir. Gerek Dairemiz kararında gerekse HGK.nun kararlılık kazanmış kararlarında açıklandığı gibi tespit dışı bırakılan yerler hakkındaki tescil davalarında zilyetliğin tespit dışı bırakılma tarihinden itibaren başlatılacağı kabul edilmiştir. Somut olayda tespit dışı bırakma işlemi söz konusu olmayıp tespit işlemi söz konusudur. Tespit 30/10/1986 tarihinde yapılmış olup bu tarih itibariyle tespit tarihine kadar vaki zilyetlik ve kazandırıcı zamanaşımı ile iktisap koşullarının araştırılması gerekir. Tutanakta taşınmaz mera olarak nitelendirildiğine göre uyuşmazlığın meraya ilişkin olması karşısında Dairemiz ve Yargıtayın yerleşmiş ve kararlılık kazanmış içtihatları uyarınca yerel bilirkişi ve tanıkların komşu köylerden, yaşlı ve taşınmazı bilen kişilerden oluşturulması ve taraflardan bu nitelikteki yerel bilirkişi ve tanık listelerinin istenmesi gerekirken, yerel bilirkişinin komşu köyden, maddi olaylardan sayılan zilyetlik olaylarının araştırılmasında esas delil olan tanıkların aynı köyden dinlenmesi açıklanan içtihatlara ve usul hükümlerine aykırıdır. Bunlardan ayrı, mahkemece usulüne uygun şekilde mera tahsis kararının mevcut olup olmadığı hususu araştırılmamış ve mera tahsisi ile ilgili karar, tutanak ve harita Köy Hizmetleri Müdürlüğünden getirtilip mahallinde uygulanmak suretiyle nizalı taşınmazın mera tahsis kapsamında kalıp kalmadığı belirlenmemiştir. Taşınmazın niteliğinin belirlenmesi yönünden 409 parsele komşu olan diğer taşınmazlara ait tapulama tutanaklarının da getirtilerek, uygulanan belgeler mevcut ise bu belgelerin de temininden sonra mahallinde ilgili taşınmazlara uygulanmak suretiyle dava konusu 409 parsel yönünün ne şekilde gösterildiği araştırılmak suretiyle de nitelik yönünden gerekli incelemenin yapılması gerekir. Eksik inceleme ve yukarıda açıklanan hususlar araştırılmadan karar verilmiş olması isabetsiz ve temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle (BOZULMASINA) ve 1.370.000 lira peşin harcın istek halinde temyiz edenlere iadesine, 06/03/2000 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.