Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 18656 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 251 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : İstanbul 10. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 15/07/2013NUMARASI : 2013/114-2013/647Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:K A R A RTakip dayanağı İstanbul 46. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 29.11.2012 tarih ve 2011/368 Esas, 2012/315 Karar sayılı ilamında, “..58.798,56 EURO'nun 24.11.1999 tarihinden itibaren 3095 sayılı Yasa'nın 4/A maddesi uyarınca EURO ya uygulanmakta olan yıllık yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine...” karar verilmiştir.Bu ilama dayalı olarak başlatılan takipte, borçlunun faize itirazı üzerine, Mahkemece, bilirkişiden alınan rapora göre fazla istendiği tespit edilen faiz miktarının iptaline karar verilmiş, borçlu vekilince hüküm temyiz edilmiştir.3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun'un, 3678 sayılı Yasa ile değişik 4/a maddesinde; Sözleşmede daha yüksek akdi veya gecikme faizi kararlaştırılmadığı hallerde, yabancı para borcunun faizinde, Devlet Bankalarının o yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranının uygulanacağı belirtilmiştir.Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası Tebliğleri gereğince, bankalar uygulayacakları azami faiz oranlarını serbestçe tespit ederek, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası'na bildirmek zorundadırlar. Bildirilen bu oranlar bankaların mevduat kabulünde uygulayabilecekleri azami oranlar olup, fiilen uyguladıkları oranlar ile farklılık gösterebilmektedir.Somut olayda hükme esas alınan bilirkişi raporunda; bilirkişinin, T.C. Merkez Bankası'nın, Türkiye Barolar Birliği'nin talebi üzerine, 2000-2011 yılları arasında kamu bankalarının fiilen uyguladıkları oranları tespit ederek bildirdiğine ilişkin üst yazı ve ekinde ki oranlar ile 1999 ve 2012 yılı için de kendisi tarafından Ziraat, Halk ve Vakıflar Bankasından temin edilen oranlara göre faiz hesabı yaptığı anlaşılmaktadır.Bu durumda, Mahkemece, ilam ve yasa hükmü nazara alınarak Devlet Bankalarının takip konusu yabancı paraya fiilen uygulanan en yüksek faiz oranları ilgili bankalar genel müdürlüklerinden sorularak tespitiyle, bu oranlar esas alınarak faiz hesabı yapılıp sonuca gidilmesi gerekirken, bilirkişinin şahsi çabası ile temin ettiği oranlara göre yaptığı hesaplamanın esas alınarak hüküm kurulması isabetsizdir.SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4.(HMK m.297/ç) ve İİK'nun 366/3.maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 20.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.