MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 3. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 12/02/2015NUMARASI : 2014/541-2015/159Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davalı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: K A R A R Borçlu vekili İcra Mahkemesi' ne başvurusunda; kamulaştırmasız elatmadan kaynaklanan ilama dayalı olarak vekil edeni aleyhine başlatılan takipte, Vakıfbank nezdindeki hesaplarına haciz konulduğunu, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'na 5999 sayılı Kanun ile eklenen Geçici 6. maddesi ve 6111 sayılı Kanun'un Geçici 2. maddesine göre İdarelerin mal, hak ve alacaklarının haczedilmeyeceğini, öte yandan borçlu idarenin gördüğü hizmet kapsamında tüm mal hak ve alacaklarının nitelikleri gereği kamu hizmetinin sürdürülebilmesi için kamuya tahsisli olduğunu, ayrıca İİK'nun 82/1. maddesi kapsamında borçlu Kurum mallarının haczinin mümkün olmadığını, bu nedenlerle yapılan haciz işleminin yasaya aykırı olduğunu açıklayarak, haciz kararının kaldırılmasını istemiştir.Mahkemece, ilk olarak takibin dayanağı olan ilamın karar tarihi 02/10/2012 olup 6111 sayılı Yasa'nın Geçici 2. maddesinin yürürlüğe girdiği tarihten sonrasına ilişkin olduğu ayrıca karar tarihi 30/06/2010 tarihinde yürürlüğe giren 5999 sayılı Yasa'nın yürürlük tarihinden de sonrasına ilişkin olduğundan, davacının şikayetinin kabulüne karar verilmiştir. Verilen hüküm alacaklı vekilince temyiz edilmiş ve Dairemiz'in 27.12.2013 tarih 2013/22454 Esas ve 2013/20231 Karar sayılı ilamı ile şikayete konu hesaba haciz uygulanmasında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından borçlu vekilinin şikayetinin reddine karar verilmesi gerektiğinden bahisle bozulmasına karar verilmiştir. Bozma sonrasında ise Mahkemece, 11.09.2014 tarihli 29116 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe giren 6552 sayılı Kanun'un 121. maddesi ile 5393 sayılı Belediye Kanunu'nda 15. maddenin son fıkrasına eklenen ve anılan Yasa'nın 123. maddesi hükmü gereğince haciz kararı alınmadan önce belediyeden borca yeter miktarda haczedilebilecek mal göstermesinin isteneceği ve haciz işleminin gösterilen mal üzerinde uygulanacak olması nedeni ile hacizlerin kaldırılmasına karar verilmiş olup hüküm alacaklı vekilince temyiz edilmiştir.11.09.2014 tarihli 29116 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6552 sayılı Kanun'un 121. maddesi ile 5393 sayılı Belediye Kanunu'nda 15. maddenin son fıkrasına "İcra Dairesi'nce haciz kararı alınmadan önce belediyeden borca yeter miktarda haczedilebilecek mal gösterilmesi istenir ve haciz işlemi sadece gösterilen bu mal üzerine uygulanır. On gün içinde yeterli mal beyan edilmemesi durumunda yapılacak haciz işlemi alacak miktarını aşacak veya kamu hizmetini aksatacak şekilde yapılamaz" hükmü eklenmiş ise de Anayasa Mahkemesi’nin 17/6/2015 tarihli ve E.: 2014/194, K.: 2015/55 sayılı Kararı ile Birinci cümledeki "ve haciz işlemi sadece gösterilen bu mal üzerine uygulanır.” ve son cümlesindeki “veya kamu hizmetini aksatacak” ifadeleri iptal edilmiştir.Yine aynı Yasa'nın 123. maddesi ile 5393 sayılı Kanun'a eklenen Geçici 8. maddede “ 15'inci maddenin son fıkrası hükümleri, devam eden her türlü icra takipleri hakkında da uygulanır. Bu maddenin yürürlük tarihinden önce yapılmış icra takipleri gereğince konulan tüm hacizler, söz konusu fıkra hükümleri dikkate alınarak kaldırılır.” hükmü ise Anayasa Mahkemesi'nin 17/6/2015 tarihli ve E.: 2014/194, K.: 2015/55 sayılı Kararı ile iptal edilerek yürüklükten kaldırılmıştır.Bu durumda Geçici 8. maddenin iptal edilmesi ile 6552 sayılı Yasa hükümlerinin sadece Yasa'nın yürürlüğe girdiği 11.09.2014 tarihinden sonra başlatılan icra takiplerinde uygulanabileceğinin kabulü gerekir.İcra takibinin 6552 sayılı Yasa'nın yürürlük tarihi olan 11.09.2014 tarihinden sonra başlatılmış olması halinde; 5393 sayılı Kanunun 15/son fıkrasına eklenen ve iptal edilmeyen “İcra dairesince haciz kararı alınmadan önce belediyeden borca yeter miktarda haczedilebilecek mal gösterilmesi istenir" hükmü gereğince öncelikle İcra Dairesi'nce bu işlemin yerine getirilmesi, 10 gün içinde mal beyanında bulunulmaması veya gösterilen malların alacağı karşılamaması halinde ise diğer mallar üzerinde haciz uygulanması talebinin yerine getirileceğinin, icra takibinin 6552 sayılı Yasa'nın yürürlük tarihi olan 11.09.2014 tarihinden önce olması halinde ise; 6552 sayılı Yasa ile 15/son maddesine eklenen yukarıdaki fıkra hükmünün uygulanamayacağının kabulü gerekirSomut olayda; takip 08.11.2012 tarihinde başlatılmış olup 6552 sayılı Yasa ile 5393 sayılı Yasa'nın 15/son maddesine eklenen ek fıkra hükümlerinin uygulanamayacağı nedeniyle, Mahkemece, Dairemiz'in 27.12.2013 tarih 2013/22454 Esas ve 2013/20231 Karar sayılı bozma ilamı gereğince şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile şikayetin kabulüne karar verilmesi doğru değildir.SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK.m. 297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 27,70 TL peşin harcın temyiz edene iadesine, 19.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.