Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 18595 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 12547 - Esas Yıl 2015





İNCELENEN KARARINMAHKEMESİ : Sarayköy Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 22/06/2011NUMARASI : DAVACI : E.. G..DAVALI : Hazine vs.DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve TescilE.. G.. ile Hazine ve Sarayköy Belediye Başkanlığı aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair Sarayköy Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 22.06.2011 gün ve .. sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A RDavacı vekili, vekil edeninin 1982 yılında .. ada .. parsel sayılı taşınmazdan pay satın aldığını ve o tarihten beri taşınmazın tamamının davacının zilyetliğinde olduğunu, tapuda pay sahibi görünen H. kızı Ş., Hasan oğlu M. ve M..kızı K.'ın kim olduklarının bilinmediğini, yapılan araştırmada da tespit edilemediğini açıklayarak, bu kişiler adına kayıtlı payların iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini istemiştir.Davalı Hazine vekili ile davalı Belediye vekili davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece, dava konusu taşınmazda pay sahibi görünen H. kızı Ş., H. oğlu M. ve M. kızı K.'ın kim olduklarının tapu kütüğünden anlaşılamadığı, davacının zilyetliğinin 20 yıldan fazla olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.Hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.Kural olarak, tapulu bir taşınmazın veya tapuda kayıtlı bir payın kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesi mümkün değildir. Ancak, kanunun açıkça izin verdiği ve düzenlediği ayrık durumlarda tapulu bir yerin veya tapuda kayıtlı bir payın koşulları oluştuğu takdirde kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesi mümkün olabilir. Kanunun açıkça izin verdiği hallerden biri de TMK'nın 713/2. maddesindeki düzenlemelerdir. Anılan maddede, "aynı koşullar altında, maliki tapu kütüğünden anlaşılmayan veya hakkında gaiplik kararı verilmiş bir kimse adına kayıtlı bulunan taşınmazın tamamının veya bölünmesinde sakınca olmayan bir parçasının zilyedi de, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir" hükmüne yer verilmiştir.Kanunun açık hükmü dikkate alındığında, tapu sicilinden malikin kim olduğunun anlaşılamaması hali; taşınmaz malın sahibinin kim olduğunun bilinmesine yarayacak, kimliğini ortaya koyacak gerekli bilgi ve belgelerin tapu sicilinden (kütüğünden) çıkarılmasının imkansız olmasıdır. (Yargıtay HGK'nın 10.04.1991 tarih 1991/8-51 Esas, 194 Karar ve 15.04.2011 tarih 2011/8-111 Esas, 2011/180 Karar sayılı ilamları). ..//..Genel olarak, gerekli dikkati gösteren herkesin kayıtlarda malikin kim olduğunu anlayamayacağı hallerde tapu sicilinde yazılı olan malikin bilinmediğinin kabulü gerekir. Ayrıca "tapu kütüğünde malik sütununun boş bırakılması, silinmesi ve yeniden yazılmaması, soyut ve nam-ı mevhum adına (mevcut olmayan hayali kişi) yazılması, hiç yaşamamış ve kaydının herhangi bir yerde bulunmamış olması, malik adının müphem, yetersiz ve soyut gösterilmiş olması'' gibi durumlarda malikin kim olduğunun anlaşılamadığı kabul edilir. Başka bir anlatımla, tapu kütüğünden kim olduğu anlaşılamayan malik, tanınmayan, hatırlanmayan, adresi tespit edilemeyen, kendilerine tebligat yapılamayan, mirasçıları belirlenemeyen, uzun yıllar önce ölmüş ya da taşınmış bir şahıs değildir.Somut olaya gelince; dava konusu .. ada .. parsel sayılı taşınmazın dayanak tapu kayıtlarında ve geldi kayıtlarında taşınmazın iktisap şekli ayrıntılı olarak belirtilmiş, burada kayıt maliklerinin ismi, doğum tarihleri ve mirasçılarının isimleri açıkça yer almıştır. Yine bu kayıtlar arasında bulunan tapu işlemlerine mahsus ilmühaberde de kayıt maliklerinin adı, soyadı ve doğum tarihlerine ilişkin bilgiler yer almaktadır. Hal böyle olunca; dayanak tapu kaydı ve geldi kayıtlarındaki bilgilere göre; paylarının iptali istenen H. kızı Ş., H. oğlu M. ve M. kızı K.'ın tanınan ve bilinen kişiler olup, TMK'nın 713/2 maddesinde yazılı koşulların gerçekleştiğini kabule olanak bulunmamaktadır. Mahkemece, bu hususlar dikkate alınarak davanın reddine karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme sonucu yasal ve yerinde olmayan gerekçelerle kayıt maliklerinin kim olduklarının tapu kütüğünden anlaşılamadığı gerekçesiyle yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle, hükmün 6100 sayılı HMK'nın Geçici 3. maddesi ve 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK'un 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK'un 440/1 maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 19.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.