Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 18348 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 15066 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Ankara 4. Aile MahkemesiTARİHİ : 24/02/2014NUMARASI : 2009/1254-2014/270D.. Ş.. ile S.. Ş.. ve S.. Ş.. aralarındaki mal rejiminin kaynaklanan alacak davasının ve tapu iptali ve tescile ilişkin davanın reddine dair Ankara 4. Aile Mahkemesi'nden verilen 24.02.2014 gün ve 1254/270 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARARAsıl davada davacı Dilek vekili, dava konusu 2323 ada 11 parsel sayılı taşınmaz ile 2352 ada 1 parsel sayılı taşınmazın 2/3 hissesi nedeniyle mal rejiminin tasfiyesi ile fazlaya ilişkin haklar saklı olmak üzere şimdilik 50.000-TL'nin tahsiline karar verilmesini istemiş, birleşen davada davacı Dilek vekili, dava konusu taşınmazların davalı eş tarafından muvazaalı şekilde diğer davalıya devredildiğini açıklayarak muvazaalı satışın fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile 10.000-TL miktar üzerinden iptalini talep etmiştir.Davalılar vekili asıl davanın ve birleşen davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, dava konusu taşınmazların evlilik birliği içerisinde satılıp bedellerinin harcandığından, dava konusu taşınmazlara yönelik mal rejimine dayalı davacının alacağı bir miktar bulunmadığından, edinilmiş malların satılmasından elde edilen para ile satın alınan değerlerin dava konusu yapılmadığından bahisle davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir(6100 sayılı HMK 33. m). İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, değer artış payı ve artık değere katılma alacağı isteklerine, birleşen dava muvazaa hukuki sebebine dayalı tapu iptali isteğine ilişkindir.Değer artış payı alacağı; eşlerden birinin diğerine ait malın edinilmesine, iyileştirilmesine veya korunmasına hiç ya da uygun karşılık almaksızın esaslı katkıda bulunması durumunda, tasfiye sırasında bu malda meydana gelebilecek değer artışı için katkısı oranında sahip olduğu alacak hakkıdır (4721 sayılı TMK 227 m). Denkleştirme (TMK 230 m) hariç, tasfiyeye konu malvarlığında katkı tarihine göre değer kaybı söz konusu ise, katkının başlangıçtaki değeri esas alınır (TMK 227/1 m). Böyle bir malın daha önceden elden çıkarılmış olması halinde hakim, diğer eşe ödenecek alacağı hakkaniyete uygun olarak belirler (TMK 227/2 m). Değer artış payı alacağı talep edebilmek için, parasal ya da para ile ölçülebilen maddi veya hizmet değeriyle katkıda bulunulmalıdır.Artık değere katılma alacağı ise; eklenecek değerlerden (TMK 229.m) ve denkleştirmeden (TMK 230.m) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere, eşin edinilmiş mallarının (TMK 219.m) toplam değerinden, bu mallara ilişkin borçlar çıktıktan sonra kalan artık değerin (TMK 231.m) yarısı üzerindeki diğer eşin alacak hakkıdır (TMK 236/1.m). Katılma alacağı Yasa'dan kaynaklanan bir hak olup, bu hakkı talep eden eşin gelirinin olmasına veya söz konusu mal varlığının edinilmesine, iyileştirilmesine ya da korunmasına katkıda bulunulmasına gerek yoktur. Değer artış payı ve artık değere katılma alacak miktarları hesaplanırken, mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan malın, bu tarihteki durumuna göre, ancak tasfiye tarihindeki sürüm(rayiç) değeri esas alınır( TMK 227/1, 228/1, 232 ve 235/1 m.). Yargıtay uygulamalarına göre, tasfiye tarihi karar tarihidir.Belirli bir malın eşlerden birine ait olduğunu iddia eden kimse, iddiasını ispat etmekle yükümlüdür. Eşlerden hangisine ait olduğu ispat edilemeyen mallar onların paylı mülkiyetinde sayılır. Bir eşin bütün malları, aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal olarak kabul edilir (TMK'nun 222 m).Yukarıdaki değer tespiti, belirleme ve hesaplamaların yapılabilmesi için gerek görülürse, konusunun uzmanı bilirkişi veya bilirkişilerden de yardım alınmalıdır.Somut olaya gelince; eşler, 12.11.1996 tarihinde evlenmiş, yabancı mahkemede 2008 yılında açılan ve kesinleşen boşanma kararıyla boşanmışlardır. Boşanma kararının tanınmasına ilişkin davanın ise, 21.07.2009 tarihinde açıldığı ve 25.12.2009 tarihinde kesinleştiği belirlenmiştir. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (743 sayılı TKM 170.m), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir(4722 sayılı yasanın 10, TMK 202/1.m). Tasfiyeye konu 2323 ada 11 parsel sayılı taşınmazın 655/1001 hissesi, eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 09.03.2007 tarihinde satın alınarak, davalı eş adına tescil edilmiş, daha sonra Tapu Müdürlüğü'nde 10.05.2007 tarihinde diğer davalı S.. Ş..'e satılarak devredilmiş olup halen davalı S.. Ş.. adına kayıtlıdır. Aynı şekilde tasfiyeye konu 2352 ada 1 parsel sayılı taşınmaz, eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 22.07.2004 tarihinde satın alınarak, davalı eş adına tescil edilmiş, daha sonra Tapu Müdürlüğü'nde 10.05.2007 tarihinde 1/3 hissesi Yasin Demirtaş'a, kalan 2/3 hissesi diğer davalı S.. Ş..'e satılarak devredilmiş olup halen onlar adına kayıtlıdır. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır(TMK 179.m). Davacının değer artış payı alacağı ve katılma alacağı davasının yanında birleştirilen Ankara 11.Aile Mahkemesi'nin 2010/1681 Esas-2011/265 Karar sayılı tapu iptal ve tescil davası da bulunmaktadır. Mahkemece değer artış payı alacağı ve katılma alacağı isteği ile ilgili davası incelenip karara bağlanmıştır. Ne var ki, birleştirilen tapu iptal davası hakkında herhangi bir inceleme yapılıp karar verilmiş değildir. Hakim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olup; taleplerden her biri hakkındaki hükmünü kararında göstermesi gerekir. (HMK.m.26,297/2). Durum böyleyken; mahkemece, birleştirilen dava hakkında bir karar verilmesi gerekirken bu konuda bir karar verilmemiş olması usul ve yasaya aykırı olmuş bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının bu nedenle kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre yeniden karar verilmesi gerekli hali gelen değer artış payı alacağı ve katılma alacağına ilişkin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK'nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 25,20 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine 14.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.