Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 18329 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 14867 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Ortaca İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 14/03/2014NUMARASI : 2013/115-2014/68Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: KARARBorçlu vekili İcra Mahkemesi'ne başvurusunda; haczedilen taşınmazın borçlunun haline uygun bir ev niteliğinde olduğunu açıklayarak, İİK'nun 82/1-12. maddesine göre haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, kapatılan Dalaman İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2010/65 Esas ve 2011/27 Karar sayılı dosyasının taraflarının ve talep nedeninin iş bu dosya ile aynı olduğu ve verilen kararın Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin 23/02/2012 tarih 2011/18705 Esas ve 2012/4791 Karar sayılı kararı ile onanarak 23/02/2012 tarihinde kesinleştiği belirtilerek anılan dosyada yapılan keşif sonucu tanzim edilen bilirkişi raporuna dayanılarak şikayetin reddine karar verilmiştir. Hüküm borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir.28.11.1956 tarih ve 15/15 sayılı İBK ve HGK'nun 17.03.1954 tarih ve 3/40-49 sayılı kararı gereğince, her dava açıldığı tarihteki koşullara ve hukuki duruma göre hükme bağlanır. İİK'nun 82/1-12. maddesi gereğince, borçlunun “haline münasip” evi haczedilemez. Bir meskenin borçlunun haline uygun olup olmadığı adı geçenin haciz anındaki sosyal durumuna ve borçlu ile ailesinin ihtiyaçlarına göre belirlenir. Buradaki “aile” terimi, borçlu ile birlikte aynı çatı altında yaşayan, bakmakla yükümlü olduğu kişileri kapsar. İcra Mahkemesi'nce, ilçenin daha mütevazı mahallerinde, borçlunun sözü edilenlerle birlikte barınması için zorunlu olan haline münasip meskeni temin etmesi için gerekli bedel bilirkişilere tespit ettirildikten sonra, haczedilen yerin kıymeti bundan fazla ise satılmasına karar verilmeli ve satış bedelinden yukarıda nitelikleri belirlenen mesken için gerekli olan miktar borçluya bırakılmalı, kalanı alacaklıya ödenmelidir. Bu kıstasları aşan nitelik ve evsaftaki yerlerle, makul ölçüleri geçen oda ve salonu kapsayan ve ikamet için zorunlu öğeleri içeren bir meskenin dışındaki yerler, maddede öngörülen amaca aykırıdır. O halde Mahkemece; yukarıda açıklanan ilkeler ışığında keşif yapılarak, bilirkişi aracılığıyla borçlunun haline münasip evi alabileceği miktar tespit edilip, belirlenen bu değer, mahcuzun kıymetden az ise mahcuzun satılarak, borçlunun haline münasip ev alması için gerekli bedelin kendisine, artanının dosya borcuna ödenmesine, satışın borçlunun haline münasip ev alabileceği miktardan az olmamak üzere yapılmasına karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve başka bir dosyada üç-dört yıl kadar önce tanzim edilen bilirkişi raporuna dayalı olarak yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenle İİK'nun 366 ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 25,20 TL peşin harcın temyiz eden davacıya iadesine 14.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.