Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 18272 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 15316 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : İstanbul 12. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 31/12/2013NUMARASI : 2013/916-2013/1147Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davalı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: K A R A R Alacaklı vekili, İcra Mahkemesi'ne başvurusunda; borçlu lehine verilen icra emrinin düzeltilmesi ilamına dayalı olarak borçlu tarafın İcra Müdürlüğü'ne muhtıra çıkarılması için başvurduğunu, borçlunun başvurusu üzerine verilen 26.07.2013 ve 06.09.2013 tarihli işlemler arasında çelişki bulunduğunu, muhtıra çıkarılması kararı verilirken aynı zamanda takip kesinleşmediğinden paranın iadesi talebinin reddedildiğini, ayrıca iadesi istenen miktarın ilama uygun olmadığını, İcra Mahkemesi kararının henüz kesinleşmediğini ileri sürerek anılan İcra Müdürlüğü kararlarının iptalini talep etmiştir.Mahkemece evrak üzerinde yapılan inceleme ile, borç ödendikten sonra, borcun o kadar olmadığına dair mahkeme kararı olursa, fazla ödemenin geri istenebilmesi için kararın kesinleşmesi gerektiğine dayanılarak şikayetin kabulüne, 26.07.2013 günlü İcra Müdürlüğü kararı ve buna bağlı gönderilen muhtıranın iptaline karar verilmesi üzerine; hüküm, borçlu vekilince temyiz edilmiştir. HMK'nun Geçici 3. maddesi gereğince uygulanması gereken HUMK'nun 443/4 maddesi (HMK’nun 367/2.) gereğince gayrimenkule ve buna müteallik ayni haklara ve aile ve şahsın hukukuna mütedair hükümler kesinleşmedikçe infaz olunamaz. İİK’nun 363 ve sonraki maddelerinde, İcra Mahkemesi'nce verilecek kararlardan temyizi kabil olanlar belirlenmiş, bunların infaz edilebilmesi için kesinleşmesi gerektiğine dair bir hükme yer verilmemiştir. Bir başka deyişle, İcra Mahkemesi kararlarının infazı için kesinleşmesi kural olarak zorunlu bulunmamaktadır.O halde, Mahkemece, şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile kabul kararı verilmesi doğru değildir.SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenle hükmün İİK'nun 366 ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m. 297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 25,20 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 14.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.