... ile Hazine, Çaycuma Belediye Başkanlığı, dahili davalılar Orman Genel Müdürlüğü ve Karayolları Genel Müdürlüğü aralarındaki tescil davasının kabulüne dair (Çaycuma İkinci Asliye Hukuk Hakimliğinden verilen 21.12.2004 gün ve 169/634 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı Hazine ve Orman İdaresi vekilleri taraflarından süresinde istenilmiş olmakla, dosya incelendi, gereği düşünüldü: Davacı, satın alma ve eklemeli kazanmayı sağlayan zilyetlik nedeniyle 653 ve 654 parsellerin adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalı Hazine vekili, Orman Genel Müdürlüğü vekili ve Karayolları Genel Müdürlüğü vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuşlardır. Mahkemece, 653 parsele ait tapu kaydının tümünün, 654 parselin 14.4.2004 ve 2Jl .4.2004 günlü krokilerde belirtilen 99 m2 lik bölümünün davacı adına tapuya tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı Hazine ve Orman Genel Müdürlüğü vekilleri tarafından temyiz edilmiştir. Dava, tapusuz taşınmazın TMK.nun 713/1. maddesi uyarınca tescili isteğine ilişkindir. Dava konusu taşınmaz bölümleri 21.12.1983 tarihinde vergi kaydı ve zilyetliğe dayanılarak tespit edilmiş, Kömür Havzası sınırları içerisinde kalması nedeniyle tespit dışı bırakılmıştır. Davacı her ne kadar dilekçesinde -653 ve 654 parsellerin adına tescilini istemiş ise de, istek Kömür Havzası nedeniyle tespit dışı bırakılan taşınmazların tescili isteğine ilişkin bulunmaktadır. Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına, davacı ve satıcısının dava tarihine kadar dava konusu taşınmaz bölümlerini 20 yıldan fazla süreyle koşullarına uygun olarak tasarrufta bulunduğuna, ziraatçı uzman bilirkişi tarafından kültür arazisi olduğu, Devlet Karayolu kamulaştırma sınırı dışında kaldığı teknik bilirkişi tarafından açıklandığına göre aşağıda belirtilen hususlar dışında davalılar vekillerinin diğer temyiz itirazları yerinde bulunmamaktadır. Dava, Hazine ve Belediyeye karşı açılmış, yargılama aşamalarında ilgisi yönünden Orman Genel Müdürlüğüne yöneltilmiştir. Mahkemece, tescil konusu taşınmazların bulunduğu yerde yetkili orman kadastro komisyonlarınca çalışma yapılıp yapılmadığı orman idaresinden sorulmadan, ormancı bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulmuştur. Ormancı bilirkişi düzenlediği raporda, birlikte getirdiği belgelere göre dava konusu taşınmazın orman sınırları dışında kalan orman sayılmayan yerlerden olduğunu bildirmiştir. Bu açıklamalara göre taşınmazın bulunduğu yerde orman sınırlama çalışmaları yapılmış bulunmaktadır. Taşınmazın niteliğinin kesin olarak belirlenmesi bakımından orman sınırlama harita ve tutanaklarının eksiksiz olarak getirtilip dosya arasına konulması, yerel ve teknik bilirkişiler aracılığıyla yöntemine uygun bir biçimde yerlerine uygulanması, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir. Davacı tespit dışı bırakılma tarihinden önce 654 parsel numarasıyla tespit edilen taşınmazın tümünün adına tesciline karar verilmesini istemiş, mahkemece zilyetlik ve tasarrufu altında bulunan 99 m2 lik bölümün tesciline karar verilmiş, geriye kalan bölüm hakkında da olumlu veya olumsuz karar verilmemiştir. Mahkemece tespit dışı bırakılma tarihinden önceki parsel numaralan üzerinden tescile karar verilmiştir. Taşınmaz Kömür Havzası içinde kalması nedeniyle tespit dışı bırakıldığına göre, eski parsel numarası ortadan kalkmıştır. TMK.nun 713. maddesinin 7. fıkrası hükmü gözönünde tutularak tescili istenilen taşınmazın bölümünün niteliği, belirtilmesi, uzman bilirkişilerce düzenlenen teknik bilgileri içeren krokinin karara eklenmesi gerekir. Yazılı şekilde hüküm kurulmadan tescile karar verilmiş olması uygulamada güçlük ve duraksama yaratır. Hüküm bu bakımdan da eksik inceleme sonucu verilmiştir. Davalı Hazine vekili ile Orman Genel Müdürlüğü vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle HUMK.nun 428. maddesi uyarınca (BOZULMASINA) ve 11,20 YTL peşin harcın istek halinde temyiz eden Orman Genel Müdürlüğüne iadesine, 10.3.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.