Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1810 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 9976 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) MahkemesiDAVA TÜRÜ : Katkı Payı AlacağıTaraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiş olup hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.KARARDavacı ... vekili, evlilik birliği içinde davacının da katkısı ile satın alınarak davalı adına tapuya tescil edilen iki adet taşınmaz bulunduğunu belirterek taşınmazların davalı adına olan tapu kayıtlarının 1/2'sinin iptali ile davacı adına tescilini, bu talep mümkün görülmediği takdirde değerlerinin yarısının faiziyle birlikte tahsilini talep etmiştir. 24.10.2011 tarihli dilekçe ile fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak davalı adına kayıtlı 5 nolu mesken yönünden 105.000,00 TL, 19 nolu mesken yönünden 20.000,00 TL olarak talep miktarını açıklamıştır.Davalı ... vekili, davacının malvarlığının edinilmesinde hiçbir katkısının bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, tapu iptal ve tescil talebinin reddine, alacak yönünden ise davanın kısmen kabulü ile 48.875,00 TL'nin davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin ise reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1- Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecat??na ve mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine, takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davacı vekilinin tüm ve davalı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2- Davalı vekilinin 19 nolu mesken yönünden temyiz itirazlarına gelince; Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 s.lı HMK 33 m). İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, katkı payı alacak isteğine ilişkindir.01.01.2002 tarihinden önce 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi'nin (TKM) yürürlükte olduğu dönemde, eşler arasında yasal mal ayrılığı rejimi geçerliydi (TKM 170 m). TKM'de, mal rejiminin tasfiyesine ilişkin düzenleme mevcut olmadığından, eşlerin bu dönemde edindikleri malvarlığının tasfiyesine ilişkin uyuşmazlık, aynı kanunun 5.maddesi yollamasıyla Borçlar Kanunu'nun genel hükümleri göz önünde bulundurularak "katkı payı alacağı" hesaplama yöntemi kurallarına göre çözüme kavuşturulmalıdır. Zira Borçlar Kanunu, Medeni Kanunun tamamlayıcısı olarak kabul edilmiştir(eBK 544, TBK 646 m). Kadın veya kocanın, mal rejiminin devamı sırasında diğerinin edindiği malvarlığına katkısı nedeniyle katkı payı alacağı isteğinde bulunabilmesi için mutlaka para ya da para ile ölçülebilen maddi veya hizmet değeriyle katkıda bulunması gerekir. İzah edilen ilkeler doğrultusunda somut uyuşmazlık incelendiğinde, tasfiyeye konu edilen 19 nolu meskenin eşler arasında mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu 20.09.1991 tarihinde davalı eş adına edinildiği anlaşılmaktadır. Davalı kocanın serbest elektrik mühendisi olarak çalıştığı, .... Sitesi kooperatifinin elektrik işlerini yapması karşılığında kooperatif tarafından davalıya ödenecek ücret yerine geçmek üzere davalının kooperatife üye olarak alındığı ve davaya konu edilen 19 nolu meskenin bu şekilde davalı koca adına tescil edildiği hususunda dosya kapsamında ihtilaf bulunmamaktadır. Buna göre davacının katkısı bulunmadığı anlaşıldığından bu taşınmaz yönünden talebin reddi gerekirken, yazılı şekilde alacağa hükmedilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) nolu bentte gösterilen nedenlerle davalı vekilinin yazılı temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, davacı vekilinin tüm ve davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının yukarıda (1). bentte gösterilen nedenle reddine, taraflarca HUMK'nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde davalıya iadesine, 27,70 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 3,70 TL'nin davacıdan alınmasına, 14.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.