Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 17707 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 13522 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Adana 6. Aile MahkemesiTARİHİ : 12/11/2013NUMARASI : 2011/853-2013/996H.. G.. ve S.. Ö.. aralarındaki katkı payı alacağı davasının reddine dair Adana 6. Aile Mahkemesi'nden verilen 12.11.2013 gün ve 853/996 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARARDavacı H.. Ö.. vekili 01.06.2011 tarihli boşanma dava dilekçesinde, 18 yıldan beri evli olan tarafların evlilik birliği içinde davacı kadının temizlik, bulaşıkçılık vb işlerde çalışarak elde ettiği geliri aile için harcadığını, davalı adına tescil edilen 845 ada 136 parselin edinilmesine davalının belirtilen çalışması, ziynetlerinin satımından elde edilen para ve ailesinden almış olduğu borçla katkıda bulunduğunu açıklayarak davalı üzerindeki kaydın iptaliyle 1/2 payın davacı adına tesciline karar verilmesini istemiş, 11.11.2013 tarihli dilkeçesinde " her ne kadar dilekçemizde gayrimenkulün 1/2 hissesinin müvekkil adına tescilini talep etmişsek de, dava dilekçemizde ve oturumlardaki beyanlarımızda katkı payı talep ettiğimiz açıktır. Katkı payının belirlenmesi için keşif yapılıp bilirkişi incelemesinden sonra hukukçu bilirkişi raporu alınmalıdır' şeklinde beyanda bulunmuştur.Davalı vekili, dava konusu taşınmaz 01.01.2002 öncesi satın alınmış olup bu tarihe kadar davacının çalışması bulunmadığından davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.Mahkemece, istek tapu iptali ve tescile ilişkin olup ıslah ile katkı payı alacağına dönüştürülmediğinden davanın reddine karar verilmesi üzerine; Hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Taraflar 30.09.1993 tarihinde evlenmişler, 01.06.2011 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin kararın 14.06.2013 tarihinde kesinleşmesi ile boşanmışlardır. Eşler arasındaki mal rejimi TMK'nun 225/son maddesi gereğince boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermiştir. Bu durum karşısında eşler başka bir mal rejimini seçtiklerini ileri sürmediklerinden evlilik tarihinden 4721 sayılı yasanın yürülüğe girdiği 0101.2002 tarihine kadar 743 sayılı TKM'nin 170. maddesi gereğince mal aylığı ve bu tarihten boşanma davasının açıldığı 01.06.2011 tarihine kadar 4722 sayılı Kanun'un 10. maddesi gereğince, TMK'nun 202. maddesine göre edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir.Dava dilekçesinin içeriği ve 845 ada 136 parselin 01.03.2001 tarihinde davalı adına tescil edilmiş olmasına göre istek, 743 sayılı TKM'nin 170. maddesi gereğince taraflar arasında yasal mal ayrılığı rejimimin yürürlüktü olduğu tarihte edinilen taşınmazın alımına yapılan katkıdan kaynaklanan katkı payı alacağı isteğine ilişkindir. TKM’nin 170. maddesi gereğince taraflar arasında mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde edinilen mal varlığına ilişkin katkı payı talebinde bulunabilmek için somut olayda para ya da parayla ölçülebilen maddi bir katkının olduğunun kanıtlanması gereklidir.Mahkemece, davanın reddine karar verilmişse de, yapılan araştırma ve inceleme karar vermeye yeterli bulunmamaktadır. Davacı vekili dava dilekçesinde taşınmazın alımına davacının ne şekilde katkıda bulunduğunu açıkladıktan sonra tapu iptali ve tescil isteğinde bulunmuş ise de, 01.10.2013 tarihli yargılama oturumu ve 11.11.2013 tarihli dilekçesinde isteğinin katkı payı alacağına ilişkin olduğunu açıkça bildirmiştir. 6100 sayılı HMK'nun 176 maddesinde taraflardan her birinin yapmış olduğu usul işlemini kısmen ya da tamamen ıslah edebileceği ve aynı yasanın 177. maddesinde de tahkikatın sona ermesine kadar yazılı ıslah talebinde bulunulabileceği gibi sözlü ıslahında mümkün olduğu düzenlenmiştir. Bu açıklamalar ışığında davacı vekilinin tapu iptali ve tescil isteği şeklindeki talebini katkı payı alacağı olarak ıslah ettiğinin kabulüyle tarafların bildirdiği deliller toplanarak sonucuna göre bir karar vermek gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.Davacı vekilinin temyiz itirazları bu bakımlardan yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMKYıun 428. Maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK'nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 24,30 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine 02.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.