Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 17644 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 17419 - Esas Yıl 2013
MAHKEMESİ : Konya 3. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 30/05/2013NUMARASI : 2013/241-2013/517Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki temyiz eden tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: KARARDavacı 3. kişi vekili, Konya 10. İcra Müdürlüğü'nün 2012/9414 sayılı dosyasında 14.01.2013 tarihinde haczedilen mahcuzların, Konya 9. İcra Müdürlüğü'nün 2012/7729 sayılı dosyasından yapılan ihalede alacağa mahsuben dava dışı P.. Tarım İnş. Ltd. Şti. tarafından alınan ve davacı tarafından da bu şirketten satın alınan mallar olduğunu, haczedilen mahcuzların üçüncü kişi Şirkete ait olup borçlu ile bir ilgisi olmadığını ileri sürerek, mahcuzlar üzerindeki haczin kaldırılmasına ve tazminata karar verilmesini talep etmiştir.Davalı alacaklı vekili, davanın süresinde açılmadığını, borçlu ile davacı arasında örtülü devir işleminin yapıldığını, alacaklılardan mal kaçırmak için dava dışı P..Tarım İnş. Ltd. Şti. tarafından muvazaalı olarak icra takibi başlatıldığını, davacı ile ortakları ve müdürleri aynı olan P.. Tarım İnş. Ltd. Şti'nin icra satışından aldığı malları yine muvazaalı olarak üçüncü kişiye devrettiğini, ödeme emrinin borçluya haciz adresinde tebliğ edildiğini, sunulan faturalarında borcun doğumundan sonra düzenlendiğini, borçlu Şirketin aynı iş kolu üzerinde aynı çalışanları ile birlikte ve aynı markayı kullanarak, yeni bir tüzel kişilik görüntüsü verilerek faaliyetine devam ettiğini belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.Mahkemece toplanan delillere göre: Haciz işleminin borçluya ödeme emrinin tebliğ edildiği ve ticaret sicil kaydında kayıtlı bulunan adresinde yapıldığı, sunulan faturadan mahcuzların borcun doğumundan sonra P.. isimli Şirket'ten alındığı, P..Şirketi'nin de bu malları borçlu şirketten olan alacağı nedeni ile başlatılan icra takibi sırasında yapılan ihale ile satın aldığı, üçüncü kişi Şirket ile P.. Şirketi'nin yetkililerinin aynı kişi olduğu, borçlu Şirket ile davacı şirketin aynı iş kolu üzerinde faaliyet gösterdiği ve davacının borçlu Şirketin Formar markasını devraldığı, üçüncü kişi Şirket ile borçlu Şirketin alacaklılardan mal kaçırmaya yönelik olarak muvazalı devir işlemleri yaptığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, üçüncü kişinin İİK’nun 96. vd. maddeleri uyarınca açtığı “istihkak” davası niteliğindedir.İstihkak davasında borçlunun davalı gösterilmesi için üçüncü kişinin ileri sürdüğü istihkak iddiasını kabul etmemiş olması gerekir. Haciz sırasında borçlu hazır bulunmamış ve İİK'nun 103. maddesine göre de kendisi hakkında İcra Müdürlüğü'nce gerekli işlem yapılmadığından borçlunun istihkak iddiasına karşı çıkıp çıkmadığı anlaşılamamıştır. Bu durumda borçlunun da davada hasım gösterilmesi gerekir. Diğer yandan davacı üçüncü kişi, dava konusu mahcuzları Konya 9. İcra Müdürlüğü'nün 2012/7729 sayılı takip dosyasında 18.10.2012 de yapılan ihaleden alacağa mahsuben satın alan dava dışı P.. Tarım İnş. Ltd. Şti'inden satın aldığını iddia etmektedir. İhale tarihi ile asıl icra takibine dayanak kredinin kat edilme tarihleri arasında bir-iki hafta gibi kısa bir zaman dilimi bulunmaktadır. Ayrıca ihalenin muhafaza işlemi gerçekleştirilmeden borçlunun işyerinde yapıldığı, davacı tarafından sunulan vergi levhasına göre de üçüncü kişinin aynı yerde ihaleden yaklaşık 1 ay önce ticari faaliyetine başladığı anlaşılmaktadır.Yukarıda değinilen tüm bu hususlar karşısında alacaklı tarafın ihale dosyasındaki icra takibinin muvazaalı yapıldığı yönündeki savunmasının yöntemince ve yeterince araştırılması gerekir.Bu bağlamda davacı üçüncü kişi, dava dışı P.. Tarım İnş. Ltd. Şti. ile borçlunun ticari kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak ihale dosyasındaki icra takibine konu borcun gerçekliği saptamalı, bu sırada ticari işletmelerin kapasitesi borçlanmaya neden olan işlemin niteliği, ödeme gibi konulara da bakılmalıdır. Davacı üçüncü kişi, dava dışı P.. Tarım İnş. Ltd. Şti. ile borçlu Şirketlerin ilk kuruluşlarından itibaren tüm ticaret sicil ve SGK kayıtlarının getirtilerek şirketler arasındaki organik bağı araştırılmalı, haciz mahallinde kolluk aracılığı ile inceleme yaptırılıp, Vergi Dairesi’ndeki kayıtlar üzerinden haciz adresinde, haciz tarihinden itibaren geriye doğru kimlerin faaliyet gösterdiği de araştırarak, toplanacak delillerin sonucuna göre muvazaanın bulunup bulunmadığı tayin edilmelidir. Muvazaanın bulunmadığı sonucuna varılırsa bu kez yapılacak keşif ve bilirkişi incelemesi ile hacizli eşyanın tüm ayırt edici özellikleri belirlenip, bundan sonra ihale tutanağı ile karşılaştırması yapılmalı, üçüncü kişinin sunduğu faturaların gerçekliği, bunların mahcuzlara uygunluğu konuları tespit edilmeli, bu sırada alıcı ve satıcı firmaların ticari kayıtlarına, ödeme vb. hususlara da bakılmalı, sunulan delillerin istihkak iddiasını kanıtlamaya elverişli olup olmadığı değerlendirilmelidir.Belirtilen tüm bu hususlar dikkate alınmadan mahkemece borçluya davetiye gönderilmek suretiyle taraf teşkili tamamlanmadan eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak yazılı biçimde karar verilmesi hatalı olmuştur.SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı üçüncü kişi vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün İİK'nun 366. ve HUMK'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 24,30 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 01.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.