MAHKEMESİ : Bursa 7. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 27/09/2013NUMARASI : 2013/530-2013/532Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davalı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: KARAR Alacaklı tarafından ilamlı takip başlatılması üzerine borçlu vekili İcra Mahkemesi'ne başvurusunda; borçlunun Bursa 14. İcra Müdürlüğü'nün 2013/7221 takip dosyasından gönderilen icra emri ile ilam konusu taşınmazdan tahliyesinin istendiğini, ilamın henüz kesinleşmediğini, borçlunun ileride telafisi imkansız zarara uğramaması için ilam kesinleşinceye kadar icranın geri bırakılmasına karar verilmesini istemiştir.Mahkemece, gayrimenkulün tahliye ve teslimine ilişkin bir ifade, ilamın hüküm bölümünde yer almadığı için HGK'nun kararı uyarınca buna dayanılarak ilamlı icra takibi yapılamayacağı, alacaklı vekilince 2942 sayılı Yasanın 20. maddesine dayanılarak İcra Müdürlüğü'nden tahliye talep edilebileceği, bu hususun kamu düzenine ilişkin olduğu ve resen nazara alınması gerektiği gerekçeleriyle takibin iptaline karar verilmesi üzerine hüküm, alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 6100 sayılı HMK'nun 26. maddesinde "Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olup, ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre talep sonucundan daha azına karar verebilir." hükmü düzenlenmiştir. 6100 sayılı HMK'nun 33. maddesi (mülga 1086 sayılı HUMK'nun 76. maddesi) uyarınca ise; olayları bildirmek taraflara, hukuki nitelendirmeyi yapmak ve uygulanması gerekli kanun hükmünü de saptayıp, çekişmeyi gidermek hakime aittir.Somut olayda, borçlu vekili dilekçesinde ilam kesinleşinceye kadar takibin durdurulmasını ve ertelenmesini amaçlamıştır.Bu durumda Mahkemece, bu yönde hüküm kurulması gerekirken talep aşılarak, ilama aykırı bir takip olduğu, bu hususun resen dikkate alınması gerektiği gerekçesiyle yazılı olduğu şekilde karar verilmesi isabetsizdir.SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile Mahkeme Kararı'nın yukarıda yazılı nedenle İİK'nun 366. ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 30.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.