Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 17525 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 2557 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : İstanbul 5. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 06/06/2013NUMARASI : 2011/2388-2013/538Ş. Ö. Tekstil San. ve Tic. Ltd. Şti. ile Ç.. A.. ve TET Tekstil Ltd. Şti. aralarındaki istihkak davasının reddine dair İstanbul 5. İcra Hukuk Mahkemesi'nden verilen 06.06.2013 gün ve 2388/538 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay'ca incelenmesi davacı üçüncü kişi vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 30.09.2014 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davalı Ç. F. F. A.Ş. vekili Av. A. Y. ve davacı Ş. Ö: Tekstil Ltd. Şti. vekili Av. F.. Ç.. geldiler. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı üçüncü kişi vekili, İstanbul 9. İcra Müdürlüğü’nün 2011/25872 sayılı takip dosyasında yazılan talimat uyarınca, Büyükçekmece 2. İcra Müdürlüğü’nün 2011/6682 sayılı talimat dosyasında yapılan 27.12.2011 günlü hacze konu menkullerin davacı üçünccü kişi şirkete ait olduğunu, borçlu ile aynı bina içinde farklı katlarda çalışmak dışında ilgilerinin bulunmadığını, haciz adresinde 09.11.2007 tarihinden beri davacı şirketin faaliyet gösterdiğini, hacizde ele geçen belgelerin ortak kullanım alanlarına ilişkin olduğunu, davacının da borçludan alacaklı olduğunu belirterek istihkak iddiasının kabulü ile haczin kaldırılmasına ve tazminata karar verilmesini istemiştir.Davalı alacaklı vekili, davacı ve borçlu şirketler arasında ortaklık yapısı itibarı ile organik bağ bulunduğunu, aynı alanda aynı adreste faaliyet gösterdiklerini, hacizde borçluya ait belgelerin ele geçtiğini, istihkak iddiasını kanıtlamaya elverişli delillerin sunulamadığını davanın reddine ve tazminata karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.Davalı borçlu, usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen duruşmalara katılmadığı gibi cevap da vermemiştir. Mahkemece toplanan delillere göre: davalı borçlunun faaliyet adresinin A. Caddesi No:... Kat:1-2 Yakuplu olduğu ve ödeme emrinin TK 35. madde uyarınca tebliğ edildiği, dava konusu haczin 27.12.2011 tarihinde bu adreste yapıldığı, üçüncü kişi şirket yetkilisinin, borçlu şirketin bir üst katta faaliyet gösterirken iki ay kadar önce taşındığı yönünde beyanda bulunduğu ve hacizde ele geçen belgelerin ortak kullanım alanlarına ilişkin olduğunu iddia ettiği ancak iki şirket arasında ortaklık yapısı itibarı ile organik bağ bulunduğu, İİK’nun 97/a maddesindeki mülkiyet karinesinin borçlu, dolayısıyla alacaklı yararına olduğu ve ispat yükü altında olan üçüncü kişinin karinenin aksini kanıtlamaya elverişli delilleri sunamadığı gerekçesi ile davanın karar verilmiş; hüküm, vekili tarafından temyiz edilmiştir.1.Dava, üçüncü kişinin İİK’nun 96. vd. maddeleri uyarınca açtığı “istihkak” davası niteliğindedir.Davacı ve borçlu şirketler arasında ortaklık yapısı itibarı ile organik bağ bulunmakla birlikte davacı şirketin kuruluşu borcun doğum tarihinden çok öncedir. Bununla birlikte iki şirket aynı alanda ve aynı bina içerisinde faaliyet göstermiş olup, taraflar arasında bu konuda bir ihtilaf bulunmamaktadır. Burada açıklığa kavuşturulması gereken husus, davacı tarafın örme fabrikası olduğunu iddia ettiği haciz mahallinde birden fazla iş yerinin aynı anda faaliyet gösterip göstermediğini keşif incelemesi ya da mahallinde yaptırılacak kolluk incelemesi ile saptamak olmalıdır. Diğer yandan davacı ve borçlu şirketlerin ticaret sicil kayıtları üzerinden yaptırılacak bir bilirkişi incelemesi ile tek elden yönetilip yönetilmediği hususları da araştırılmalıdır. Bundan sonra alacaklıdan mal kaçırmak için danışıklı işlemler yapılıp yapılmadığı, İİK'nun 97/a maddesindeki mülkiyet karinesinin kimin yararına olduğu ve sunulan delillerin ispat yükü açısından ele alınıp tartışılması gerekir. Belirtilen tüm bu hususlar dikkate alınmadan eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak yazılı biçimde karar verilmesi hatalı olmuştur. 2.Bozma neden ve şekline göre diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesi gerekli görülmemiştir.Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı üçüncü kişi vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 24,30 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 30.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.