MAHKEMESİ :İcra Hukuk MahkemesiDAVALILAR : ....DAVA TÜRÜ : İstihkakYukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki temyiz eden tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:KARARDavacı 3. kişi vekili, ... 28. İcra Müdürlüğü'nün ... sayılı dosyasında haczedilen malların müvekkiline ait olduğunu, borçlu şirketin borcundan dolayı müvekkiline ait adresteki faturalı malların haczedildiğini, borçlu ile müvekkili arasında ticari ilişki olduğunu, ortaklık yapısı bulunmadığını, borçlu şirketin işlerinin kötü gittiğini bu nedenle müvekkili şirketin bir odasının kısa süreliğine borçlunun kullanımına açıldığını, borçlu şirket ile müvekkili arasındaki ticari ilişkiden dolayı, malların bakım ve onarım için teslim edildiğine ilişkin arıza kabul formu, teknik hizmet ve satış karşılığında imzalanan çekler bulunduğunu, haczedilen malların müvekkiline ait olduğunu iddia ederek istihkak davalarının kabulü ile müvekkilinin malları üzerindeki haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.Davalı alacaklı vekili, davacının haczedilen malların kendisine ait olduğuna dair dava dosyasına fatura ve herhangi bir belge sunmadığını, davacı ile borçlu arasında ticari ilişki bulunduğunu, borçlu şirketin davacının iş yerini kullandışını, haciz işleminin geçerli olduğunu, hacizli malların davacıya ait olduğunu gösterir herhangi bir belgenin varlığına rastlanmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, alınan bilirkişi raporunda davacı ile davalı borçlu arasında ticari ilişkinin var olduğunun belirlendiği, şirket ve ortaklık yapısı incelendiğinde aralarında herhangi organik bir bağın bulunmadığı, dava konusu malların davacı tarafından satın alınarak ticari amaçlı olarak kullanıldığı gerekçesi ile davanın kabulü ile menkuller üzerindeki haczin kaldırılmasına karar verilmiştir. Kararı davalı alacaklı vekili ve davacı 3. kişi vekili temyiz etmiştir. Dava, üçüncü kişinin İİK'nun 96. vd. maddeleri uyarınca açtığı istihkak davası niteliğindedir. ..//..1- Dava konusu haciz, borçluya ödeme emrinin tebliğ edildiği adresten farklı bir adreste yapılmıştır. Dava konusu 06.10.2014 tarihli haciz tutanağına göre, haciz sırasında hazır bulunan Gülay Yantiri borçluyu tanımadığını beyan etmiştir. Akabinde yapılan evrak araştırmasında ise borçluya ait banka dekontları, çek fotokopileri, bankalarla yapılan sözleşme örnekleri, arıza tespit formları, kargo evrakları bulunmuştur. Her ne kadar davacı 3. kişi, dava dilekçesinde bu evrakların neden haciz mahallinde bulunduğuna dair açıklamalar yapmış olsa da gerek bulunan evrakların türü, çeşitliliği, güncelliği ve fazlalığı gerekse yukarıda izah edildiği gibi haciz sırasında hazır bulunan kişinin borçluyu tanımadığına ilişkin beyanı birlikte değerlendirildiğinde dava dilekçesindeki, haciz sırasında bulunan evraklarla ilgili yapılan açıklamalar samimi ve inandırıcı bulunmamıştır.Buna göre, İİK'nun 97/a maddesinde öngörülen mülkiyet karinesi borçlu dolayısıyla alacaklı yararınadır. Bu yasal karinenin aksinin davacı 3. kişi tarafından inandırıcı ve güçlü delillerle ispat edilmesi gerekir.Davacı 3. kişinin dayandığı, borcun doğumundan sonraki tarihleri taşıyan ve ayırt edici özellikleri bulunmayan faturalar temini her zaman mümkün belgelerden olup, istihkak davalarında güçlü delil teşkil etmezler ve bu belgeler mülkiyet karinesinin aksini ispata yeterli değildir. O halde, Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözönüne alınarak, davanın reddi yerine oluşa ve dosya içeriğine uygun düşmeyen gerekçe ile kabulüne yönelik hüküm kurulması doğru olmamıştır.2-Bozma sebep ve şekline göre, davacı 3. kişi vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir. SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün İİK'nun 366 ve HUMK'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA,(2) nolu bentte açıklanan nedenlerle bozma sebep ve şekline göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, taraflarca İİK'nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 25,20 TL peşin harcın istek halinde temyiz edenlere ay ayrı iadesine, 27.12.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.