Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 17461 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 19290 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDAVA TÜRÜ : Muhdesatın Tespiti... ve müşterekleri ile ... ve müşterekleri aralarındaki muhdesatın tespiti davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair ...1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen ... sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı ... vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A R Davacılar vekili, ortaklığın giderilmesi davasına konu ... parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan zeytin ağaçlarının vekil edenlerine ait olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.Bir kısım davalılar cevap dilekçesi sunmamış; davalılardan ... ve ... vekilleri bilirkişi raporlarını kabul etmediklerini bildirmişler, davalı ... vekili muhdesat iddiasına itirazlarının bulunmadığını açıklamıştır.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.1- Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek davanın kabulüne karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre davalı ... vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.2- Davalı ... vekilinin, yargılama giderleri, harç ve vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarına gelince; Bilindiği üzere, 6100 sayılı HMK'nun 326/1.maddesi uyarınca Kanunda yazılı haller dışında yargılama giderlerinin aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir. Kanunda yazılı hallerden birisi hiç şüphesiz Yasa'nın 312/2.maddesidir. Bu madde hükmüne göre, davalı taraf davanın açılmasına sebebiyet vermemiş ve yargılamanın ilk duruşmasında da davacının talep sonucunu kabul etmiş ise yargılama giderinden sorumlu değildir. Hemen belirtmek gerekir ki anılan maddenin uygulanabilirliği, bu iki koşulun birlikte gerçekleşmesine bağlıdır.Somut olaya gelince; taraflar arasında ...Sulh Hukuk Mahkemesi'nin ... numaralı dosyası ile görülen ortaklığın giderilmesi davasında eldeki davanın davacıları tarafından muhdesat iddasında bulunulduğu, aynı celsede davalı ... de hazır bulunduğu ancak muhdesat iddiası hakkında beyanda bulunmadığı, takip eden celsede davalı ... vekilinin mülkiyet hakkıyla ilgili beyanda bulunmak üzere süre talep ettiği, eldeki davanın açıldığı tarihten sonra muhdesat iddiası ile ilgili taleplerinin bulunmadığını, dava açmayacaklarını bildirdikleri; eldeki davada ise, yargılamanın ilk duruşmasında veya öncesinde davalı ... tarafından muhdesat iddiasını kabul ettiğine ilişkin beyanda bulunulmadığı, ancak davalı vekilinin 29.11.2013 tarihli bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde muhdesat iddiasına ititrazlarının bulunmadığını bildirdiği görülmüştür.Saptanan bu olgular kapsamında; davalı ...'nin davanın açılmasına sebebiyet verdiği ve yargılama giderlerinden sorumlu tutulması gerektiği kuşkusuzdur. Bununla birlikte, davanın konusu (müddeabih) davalıların payına isabet eden muhdesat değeridir (zemin bedeli hariç). Buna göre, yargılama sonucunda hüküm altına alınan nispi karar ve ilam harcından, aynı şekilde 6100 s.lı HMK'nun 326/2. mad. uyarınca yargılama giderinden ve davacı yararına takdir edilen vekalet ücretinden, her bir davalının tapu payları oranında sorumlu tutulmaları gerekirken, tapu payları dikkate alınmaksızın davalılardan alınmasına karar verilmesi doğru olmadığından kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda 2. bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile usul ve kanuna aykırı bulunan hükmün harç, avukatlık ücreti ile yargılama giderlerine ilişkin bölümünün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, diğer temyiz itirazlarının 1. bentte yazılı sebeplerle yerinde görülmediğinden reddine, taraflarca HUMK'nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 25,20 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalı ... Mete'ye iadesine, 26.12.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.