Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 17449 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 15848 - Esas Yıl 2015





İNCELENEN KARARINMAHKEMESİ : Datça Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 05/06/2003NUMARASI : DAVACI : Hazine DAVALI : F.. S.. vs.DAVA TÜRÜ : Tapu iptaliHazine ile F.. S.. ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali davasının kabulüne dair Datça Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 05.06.203 gün ve ... sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi bir kısım davalılar F.. S.. Scmıed, B.. S.. Z. vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARARDavacı Hazine vekili, tapuda davalılar adına kayıtlı ... parsel sayılı taşınmazın tahminen 88 m2'lik kısmının kıyı kenar çizgisi içinde kaldığını açıklayarak kıyı kenar çizgisi içinde kalan kısmın tapu kaydının iptaliyle kıyı olarak terkinine karar verilmesini istemiştir. Davalı M.. Ş.. davayı kabul etmiş, diğer davalılar cevap vermemiştir.Mahkemece, dava konusu ... parsel sayılı taşınmazın 221,71 m2'lik kısmının kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığı gerekçesiyle bu kısmın tapu kaydının iptaliyle kıyı olarak terkinine, yargılama giderlerinin davalılardan alınmasına karar verilmesi üzerine; hüküm, bir kısım davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.1-Temyiz edilen kararın taşınmazın aynına ilişkin tapu iptal/terkine yönelik olmasına ve ayni hakların zamanaşımına tabi bulunmamasına, bu sebeple davalıların hükmün zamanaşımına uğradığına ilişkin temyiz itirazının yersiz bulunmasına göre, davalıların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.2- Davalıların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;a) İptal ve tescile karar verilen taşınmaz tapuda paylı olarak kayıtlı olup, davalılardan M.. Ş..'e ait 2/8 oranındaki pay kararın verilmesinden sonra 01.03.2006 tarihinde Y.. Ş.. adlı kişiye geçmiştir. Dava tüm paylar yönünden açıldığına ve hüküm tüm paylara yönelik verildiğine göre paydaşlar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğundan ve Kıyı Yasası uygulaması nedeniyle iptal-tescil talep edildiği ve bu sebeple davacı Hazinenin bedele yönelik seçimlik talep hakkını (HMK m.125/1-b) kullanamayacağı gözetilerek davanın yeni malike yöneltilmesi gerekir. Bu amaçla davacı Maliye Hazinesi vekiline uygun süre verilmelidir.b) Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporları hüküm kurmaya elverişli değildir. Söz konusu raporlar incelendiğinde; keşfe katılan 1 jeoloji mühendisi bilirkişinin gözleme dayalı değerlendirmelerde bulunduğu ve bu şekilde tespit edilen kıyı kenar çizgisinin fen bilirkişi tarafından dava konusu taşınmaza uygulandığı anlaşılmaktadır. Yetersiz araştırmayla tespit edilen kıyı kenar çizgisinin dava konusu taşınmaza uygulanması suretiyle hüküm kurulması doğru olmamıştır. -//-c) Yargılama giderleri ve avukatlık ücreti yönünden de 3402 sayılı Yasa'nın 36/A maddesi gözetilmeden hüküm kurulması da doğru olmamıştır.O halde mahkemece yapılacak iş; karar tarihinden sonra taşınmazda pay sahibi olan Y.. Ş..'in davaya dahil edilmesi için davacı Hazine vekiline uygun süre verilmesi, 3 jeolog ya da jeomorfolg, 1 harita mühendisi ve 1 ziraat mühendisinden oluşacak bilirkişi kuruluyla yeniden dava konusu taşınmazda keşif yapılması, taşınmazın farklı noktalarında gözlem çukurları açılarak bu çukurlardan alınan verilerin incelenmesi, açılan gözlem çukurlarının harita üzerinde işaretlenerek gösterilmesi ve topoğrafik memleket haritalarından da yararlanılarak kıyı kenar çizgisinin tespit edilmesi, keşfen tespit edilen kıyı kenar çizgisi ile Bakanlık tarafından onaylanan kıyı kenar çizgisinin fen bilirkişi tarafından kroki üzerinde gösterilmesi, her ikisinin çakışmaması halinde çelişkinin nedenlerinin bilimsel verilere dayalı olarak bilirkişiye açıklattırılması, ayrıca 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasa'nın 16. maddesiyle 3402 sayılı Yasa'nın 36. maddesine bazı ilaveler getiren 36/A maddesi hükmüne göre kadastro işlemleri sebebiyle açılan davalar nedeniyle, yargılama giderlerinden ve avukatlık ücretinden davalı tarafın sorumlu tutulamayacağı hususunun da gözetilmesi, Mahkemece bu konudaki görüşünün ortaya konulması ve ondan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesinden ibarettir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2/a,b,c bentlerinde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, diğer temyiz itirazlarının yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple reddine, HUMK'un 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK'un 440/1 maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 27,70 TL peşin harcın istek halinde bir kısım davalılar F.. S.. S., B.. S.. Zanur'a iadesine 05.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.