Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 17364 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 21113 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :İcra Hukuk MahkemesiDAVA TÜRÜ : Meskeniyet iddiasıYukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:KARARBorçlu, haczedilen taşınmaz ile ilgili olarak meskeniyet şikayetinde bulunmuş, Mahkeme’ce şikayetin kabulüne karar verilmesi üzerine, alacaklı vekili kararı temyiz etmiştir. İİK’nun 82/1-12. maddesi gereğince, borçlunun “haline münasip” evi haczedilemez. Bir meskenin borçlunun haline uygun olup olmadığı adı geçenin haciz anındaki sosyal durumuna ve borçlu ile ailesinin ihtiyaçlarına göre belirlenir. Buradaki “aile” terimi, borçlu ile birlikte aynı çatı altında yaşayan, bakmakla yükümlü olduğu kişileri kapsar. Bu kıstasları aşan nitelik ve evsaftaki yerlerle, makul ölçüleri geçen oda ve salonu kapsayan ve ikamet için zorunlu öğeleri içeren bir meskenin dışındaki yerler, maddede öngörülen amaca aykırıdır. Borçlunun görev ve sıfatı, kendisinin yukarıda belirlenenden daha görkemli bir meskende ikamet etmesini gerektirmez. Değerlendirme yapılırken en mütevazi semtlerdeki mesken fiyatları esas alınmalıdır.Somut olayda, hükme esas alınan bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazın değeri 160.000 TL olarak belirlendikten sonra, çekişmeli meskenin borçlunun haline münasip evi olduğu değerlendirmesi yapılmış ise de; aynı mahcuz üzerinde İzmir 8. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2014/323 esas sayılı dosyasında yapılan haczedilmezlik şikayetinde yapılan incelemede mahcuzun değeri 135.000 TL; haline münasip evin değeri ise 120.000 TL olarak belirlenmiştir. Bilirkişi ve Mahkeme’nin değerlendirmesi bu dosya ile yapılan değerlendirme ile de uygunluk göstermemektedir.O halde, Mahkemece yapılacak iş, bilirkişiden ek rapor alınarak; takip hukukunda asıl olanın alacaklının alacağına kavuşturulması olduğu hususu gözönünde bulundurularak, borçlunun haline münasip evi alabileceği miktar yukarıdaki ilkeler doğrultusunda tespit edilip, raporlar arasındaki çelişkilerde giderilerek belirlenen bu değer, mahcuzun değerinden az ise mahcuzun satılarak, borçlunun haline münasip ev alması için gerekli bedelin kendisine, artanının dosya borcuna ödenmesine, satışın borçlunun haline münasip ev alabileceği miktardan az olmamak üzere yapılmasına karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yetersiz rapora dayalı olarak yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. ./.SONUÇ: Alacaklılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme hükmünün yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK'nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 29,20 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 22.12.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.