Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 17347 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 6547 - Esas Yıl 2015
MAHKEMESİ :Aile MahkemesiDAVA TÜRÜ : Katkı Payı Alacağı... ile ... aralarındaki katkı payı alacağı davasının kısmen kabulüne, fazlaya ilişkin talebin reddine dair ... 2. Aile Mahkemesi'nden verilen ... sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARARDavacı ... vekili, dava dilekçesinde belirtilen taşınmazlardan 2 nolu bağımsız bölüm nedeniyle mal rejiminin tasfiyesi ile tapu iptal-tescil, olmadığı takdirde alacak, 11 nolu bağımsız bölüm nedeniyle ise mal rejiminin tasfiyesi ile alacak isteğinde bulunmuştur.Davalı ... vekili, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, 44.500-TL katkı alacağının dava tarihinden itibaren değişen oranlarda yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.1-Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.2-Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir(6100 s.lı HMK 33 m). İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, katkı payı alacak isteğine ilişkindir.Eşler, 16.05.1985 tarihinde evlenmiş, yabancı ... Yerel Aile Mahkemesi'nde 2004 yılında açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, 09.11.2007 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Anılan yabancı mahkeme ilamının tenfizine ilişkin ... 1.Aile Mahkemesi'nin ... sayılı kararı 16.04.2008 tarihinde kesinleşmiştir. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir( TMK 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı(TKM 170.m), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir(4722 sayılı yasanın 10, TMK 202/1.m). Tasfiyeye konu 3378 ada 3 parselde bulunan 11 nolu bağımsız bölüm, eşler arasında mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu 27.08.2001 tarihinde satın alınarak davalı eş adına tescil edilmiş, 27.07.2004 tarihinde 3.kişiye satılarak devredilmiştir. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı olduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (4721 s.lı TMK 179 m). -//-Mahkemece, tasfiyeye konu 11 nolu bağımsız bölüm yönünden davacının katkı oranının %53,55 olarak kabulü ile taşınmazın dava tarihindeki değeri son bilirkişi raporunda 163.693,18-TL olarak belirlendiğinden davacının %53,55 oranındaki katkısına göre katkı payı alacağının 87.657,70-TL olduğu, davacının dava değerini bu taşınmaz yönünden 44.500-TL olarak bildirdiği ve ıslah suretiyle değer artışı yapılmadığı gerekçesiyle taleple bağlılık kuralı gereğince 44.500-TL üzerinden davanın kabulüne karar verilmişse de bu karara katılma olanağı bulunmamaktadır. Şöyle ki; dosya kapsamında yapılan incelemede, mahkemece 16.05.2007 tarihinde yapılan keşif sonucu inşaat mühendisi ve mülk bilirkişisi tarafından düzenlenen 04.07.2007 tarihli değer raporu ile tasfiyeye konu 11 nolu bağımsız bölümün dava tarihi itibariyle değerinin 85.000-TL olduğunun bildirildiği, davacı vekilinin 06.09.2007 havale tarihli, bilirkişi raporuna karşı beyan dilekçesinde aynen “16.05.2007 tarihli keşif neticesinde davalı adına kayıtlı bulunan gayrimenkuller hakkında bilirkişi raporu hazırlanmıştır. Ancak bu raporlarda, davalı tarafından kiraya verilmiş bulunan gayrimenkullerin kira bedelleriyle, 2001 yılı 10.ay itibariyle ne kadar gelir elde edildiği belirtilmemiştir. Bu nedenle bilirkişilerden ek bir rapor istenerek, kira bedellerinin ve olası kazancın hesaplanmasını talep etmekteyiz” dediği belirlenmiştir. Davacı vekili iş bu dilekçe ile sadece kira gelirlerinin hesaplanmadığını ileri sürdüğüne ve taşınmazın dava tarihi itibariyle belirlenen değerine açıkça itiraz etmediğine göre, artık bu değer taraflar lehine usuli kazanılmış hak teşkil eder. Yargıtay'ın ve Dairemizin yerleşmiş içtihatları da bu yöndedir. Hal böyle iken, Mahkemece 04.07.2007 tarihli rapor ile taşınmazın dava tarihindeki değeri olarak belirlenen 85.000-TL'nin esas alınarak hesaplama yapılması gerekirken sonradan alınan ve ilk rapora göre oldukça yüksek bir değer bildiren 15.07.2014 tarihli rapordaki değerin esas alınıp hesaplama yapılarak karar verilmesi doğru olmamıştır.SONUÇ: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının yukarıda (2) nolu bentte yazılı nedenlerle kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının yukarıda (1) nolu bentte yazılı nedenlerle REDDİNE, taraflarca HUMK'nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 759,95 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 22.12.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.